*

  • hrundi v bakshi adlı karakterden esinlenerek yabancı bir ortamda bulunan bir kimsenin yaşayacağı duruma verilen ad.
    kalabalık bir ortamda kimseyi tanımayan bireyin iletişim güçlüğünden kaynaklanan yalnızlık sonucu içine düştüğü hüznün adı.
    sohbet eden kişilerin arasına karışmaya çalışan, vuku bulan sohbete karışmak amacıyla anlattığı fıkra veya hatıra yarım kalan kişilerde sıkça rastlanır.
    yarım kalan hikayelerin sonradan tamamlanmaya çalışması ise sıklıkla acı sonuç doğurur, ya anlamı yiter ya da sadece anlatan güler.
    işin acı tarafı kırk yıllık dostların arasında bile olsa kişi bu hisse kapılabilmektedir.
    ancak hrundi ve bakshi kaybeden olmadığında kelli her zaman bir michele monet bulma ümidi vardır.
    bu sendromu çeken kişilere de dont worry be happy tedavisi tavsiye edilir.
    bir de yabancı bir ortama en az bir tanıdıkla gitmek önerilir.
  • genelde kimsenin sizi aralarına kabul etmek gibi bir derdinin olmadığı ortamlarda ya da kendinizi yeteri kadar sosyal hissedemediğiniz durumlarda yaşanan bir sendrom türüdür. insan kimle,ne konuşacağını şaşırır. diyaloglar, "merhaba,nasılsınız"ın ötesinde, günlük fasaryayı geçemediğinde,her türlü gülümseme ve tanışma teşebbüsü boşa çıktığında,insan kendini hrundi v bakshi gibi hissedebilir. (ayrıntılı bilgi için (bkz: party))
    bu çeşit bir sendromdan muzdarip kişiler, kimseyi tanımadıkları bir ortam içinde bulunsalar,kimse tarafından umursanmıyor olsalar dahi birilerinin daima kendilerini izlediği paranoyasına kapılırlar. bu sebeple, çeşitli biçimlerde ortaya çıkan talihsiz durumlardan arkalarına bakmadan kaçıp uzaklaşabilecekleri halde,onları panikle örtbas etmeye çabalarlar. böylece ya birilerine iyi gözükecek ya da kendilerince paçayı kurtaracaklardır.ki bu da aslında bu kimselerin "hala umutları olduğunu" gösteren,hüzünlü bir durumdur.
    insan bu gibi durumlarda ya "dur bakalım,gece yeni başladı" gibi optimist bir tavır sergileyip,etraftaki çeşitli şeylerle kendine ilgilenmeyi ya da soruna radikal bir çözüm getirerek,ortamı terketme yolunu seçebilir.
  • (bkz: howdy partner)
    (bkz: birdy num num)

    ara sıra gidip bi mikrofona 'pıhh' yapmak da işinizi görebilir.
  • konuşması gereken ama ne konuşacağını bilmeyen hrundi v bakshi'nin bu sorusu sendromu özetler;

    hrundi v bakshi - do you speak hindustani?
    amerikalı kadin - no!
  • son zamanlarda, çoğunluğu 90+ doğumluların oluşturduğu mecralarda bulunduğum anlarda sık sık kendimde gözlemlediğim semptom.

    ne söylesem, ne anlatsam "birdy num num" demişim de sıçmışım gibi bakıyorlar.

    ille de yabancı olmaya falan gerek yok. kendi memleketinde yabancı muamelesi de görebiliyor insan. perihan abla diyorum, çıt yok. uzaylı zekiye diyorum, bön bön bakıyolar. susam sokağı, kurabiye canavarı falan anlatıyorum, hayatlarında ilk kez duymuş gibi şaşırıyolar. aynı dili konuşmamıza rağmen büyük farklılıklar göze batıyor. elzem kelimesiyle dalga geçiyolar falan. buluşamıyoruz ortak noktada. onlar da misterik - stratejik bilgisayar oyunlarından falan bahsediyolar. onları da ben anlamıyorum.

    bunların neticesinde; azınlık olmanın insanda yarattığı paranoya ile elini kolunu koyacak yer bulamama gibi tedirginlikler yaşanılabilir. endişeye mahal verilmemeli. aynı insanlarla tekrar karşılaşıldığı zaman suskun kalmak kesin çözümdür.
hesabın var mı? giriş yap