histeri

• 1. duyusal, ruhsal ya da harekete iliskin cok cesitli rahatsizliklarla tanimlanan psikonevroz.
  2.bir zamanlar zuhal olcay'lı haluk bilginer'li tiyatro studyosunun oynadigi asmis oyun.
• korkma ürkme tırsma sanatında siyah kuşak sahibi olmak. garfield dergisi yıl:1990 sayı:2 sahife:25
  coward's art of self-defense.
• sozcugun etimolojik kaynagi latince "husteros" yani rahimdir. eski yunanlilar kadinlarin kendilerini asiri gurultulu ifade bicimlerinin rahimin ic hareketliliginden kaynaklandigini dusunuyorlardi. gunumuzde bu rahatsizligin rahimle ilgisi olmadigi kesinlikle anlasildigindan, artik histeri yerine latincede "histrio" sozcugunden gelen ve flut sesiyle pandomim yapan oyuncuyu cagristiran "histriyonik" terimi kullanilmaktadir.
• hastanın gerçekliği yenememesi ve bu durumdan doğan çatışmayı, aslında gerçeğe uygun olmasa bile, hastanın gerçek kabul ettiği bazı düşünceler yolu ile çözümleme çabasından ortaya çıkan psikolojik durum.
• (bkz: histriyonik kişilik bozukluğu)
• çeşitli duyu bozuklukları çırpınmalar bazende inlemelerle kendini gösteren
  nevroz tipinde akıl hastalığı
• fiziksel belirtilerinin herhangi bir fizyolojik bozukluktan kaynaklanmadigi,tamamen psikolojik oldugu anlasilinca freudu ünlü psikodinamik kuramini kurmaya yöneltmis hastalik.farkinda olmadigimiz içsel ayri bir mekanizmaya da sahip oldugumuzu kesfeden freud bu hastaligi en basta hipnozla çözmeye çalisti ama her hastada basari saglayamayinca psikanaliz metodunu denedi
• sanayi devriminden sonra özellikle bati avrupada kadinlarda çok sık görülen hastalik,sosyologlar bu durumu makroekonominin tamamen degismesi sonucunda(özellikle 19. yüzyilda) kadinin da sosyal statüsünün ve rolünün degismesine bagliyorlar
• konversiyon bozukluğundaki esas nokta psödo-nörolojik semptomların varlığıdır..yani normalde fiziksel,organik bir olay sonucu gelişebilcek nörolojik belirtilere benzemeyen, tıbben mümkün olmayan belirtilerin olmasıdır.örneğin ağzın açılamaması, boyundan aşağısının hiç bir travma veya omuriliği zedeleyen hastalık olmaksızın tutmaması, konuşama durumu, gözlerin görmemesi, hiç duymama, acıyı hissetmeme gibi.
• yunan'cada dolyataginin dolasmasi anlamina gelir.