• attila ilhan'in hangi serisinden bir kitap. kdain/erkek,erkek/kadin diye bolumleri vardir. daha cok 20. yuzyildaki cinsel sapmalar uzerine yogunlasir. okunmasi lazim gereken bir kitap.
  • prizma net sitesinden kitabi aciklayici satirlar:
    "attila ilhan kitabı kaleme alış nedenini 'çağını, çağının insanını anlamak çabası' olarak nitelendiriyor.
    kitapta eşcinsellik, biseksüellik, transseksüellik ve sado-mazoşizm gibi kavramlar nietzche'den paul rée'ye; renée vivien 'den barnie'ye, gertrude stein'e, virginia wolf'a kadar uzanan ve iki cins arasında gidip gelen bir çizgi üzerinde işleniyor. erkek/kadın ve kadın/erkek bölümleri altında toplanan toplam 22 ayrı yazının biraraya gelmesinden oluşan kitapta cinsel kimlik tanımının uğradığı değişimler aktarılıyor.``
  • ayrica icinde ilginc fotograflar bulunan bir kitaptir. istanbuldaki eski kadin/erkek, erkek/kadin fotograflari gibi...
  • ahmet altan kadinlari cozmeden cok once yazilmis ama tabi onun kitaplari kadar ilgi cekmemis bir kitap. oysa cok guzel gozlemler var icinde.
  • attila ilhan'da duymaktan en büyük keyifi aldığım, çizgi ötesi yaşamların tam göbeğinden yükselen bir şair sesle yazdığı o bence ender kitaplarından biri.

    kendi temel yapıtaşlarımdan birisi olarak görüyorum.
  • ''o sosyalistler ki ciddilik adına cinselliği hor görmek yanlışı içindedirler, cinsel devrimin sosyalistliğin içeriğinde bulunduğunu unuturlar, hiçbir bilimsel iddiası olmasa da, böyle bir kitaba karşı çıkmayı siyasal bir kurnazlık sayacaklardır, ama 'alaturka' bir kurnazlık olacaktır bu, zamanın getireceği gelişmeler karşısında savrulup gidecektir... oysa cinselliğe eğilişim de, tıpkı sosyalistliğe ya da batıcılığa eğilişim kadar, insanı, özellikle çağdaş insanı anlayabilmek isteğimden doğuyor. onun için de söylediklerimi kesin hiçbir yargıya bağlamayacağım. olguları, olayların gelişmesini, insanları ve cinsel çelişkilerini elimden geldiğince nesnel olarak belirtmeye uğraştım. bundan bir genellemeye varmak, bir yargı çıkarmak okuyan herkesin hoşgörü yeteneğine, bilgisine ve imgelem gücüne kalıyor.
    hadi kolay gelsin!''
    attila ilhan
  • hani hep, doğu batı karmaşamızdan veya gözümüzün kamaşmasından söz ederken yararlanırdık ya kendisinden, aslında parantez içlerine layık gördüğümüz, tilahan'ın kadınlar ve cinsellik üzerine rehberliğinin, o derin felsefi çözümlemelerinin, sorularının ("..oysa cinselliğe eğilişim de, tıpkı sosyalistliğe ya da batıcılığa eğilişim kadar, insanı anlayabilmek isteğimden doğuyor. onun için de söylediklerimi kesin hiçbir yargıya bağlamayacağım. olguları, olayların gelişmesini, insanları ve cinsel çelişkilerini elimden geldiğince nesnel olarak belirtmeye uğraştım. bundan bir genellemeye varmak, bir yargı çıkarmak okuyan herkesin hoşgörü yeteneğine, bilgisine ve imgelem gücüne kalıyor." arka kapak) üstad'ın, margot'sunu (..bizim sapıklık diye kestirip attığımız 'perversion' sözcüğünü kesip atmıştı.) tam göbeğine yerleştirdiği, arkhe'si kıldığı güzide eseridir.
    eserde, erkek/kadın, kadın/erkek bölümlemesi de aslında margot 'nun zamanında üstad'a yaptığı bölümlemeden dolayıdır.
    yine margot 'nun geleceğe dair tespitleri, ilk başta ütopya olarak değerlendirilebilirse de (hatta distopya olarak altını çizenler bile olabilecektir.) aslında günümüz/modern değerlerin böylesi bir bacağı kırık sandalye biçiminde, üstüne oturacak postmodernist şişman teyzeyi memnun etme çabası esnasında etik denen birçok şeyin yerlebir edildiğini görmek, tabi nietzschevari ahlak karşıtının etiği açısından bakılırsa kurunun yanında yaşlar da yandığından, realist bir çözümleme olarak da değerlendirilebilir mi?
    "..margot, bütün o aristokrat güzelliği ve yanlış erkekliğiyle, bir yandan grog hazırlar, bir yandan da yakında, ama çok yakında, giyimden davranışa, aşk anlayışından sanat anlayışına kadar bütün alanlarda 'aşağılık yahudi/hiristiyan' ahlakının yıkılacağını ve yrini ikiyüzlülüklerden arınmış yeni bir cinsel ahlakın alacağını müjdelerdi." (hangi seks, margot'un tekgözlüğü, sf:13)

    üstadımız, türk edebiyatında cinselliğe dalışın, onca yasaklar arasından sıyrılıp gelen, 'cinsel' i işlemekten çok 'kullanır', ya da 'gösterir' izlenimini verdiğini söyler, işte bu eserin bizzat kendisi bu tarz sorular sorar, örnekler ortaya koyar,çıkarımlar da üstad'ın dediği gibi okuyucunun düşün ve hayal kabiliyetine bağlı.
  • attila ilhan'ın türkiye ile avrupa arasındaki yüzyıllar farkı yüzümüze çarpan kitabı. türkiye'de yirmi birinci yüzyılda dahi konuşulması tabu sayılabilecek konuları avrupa ondokuzuncu yüzyılda yaşamış ve oturtmuş, ilginç bir şey de bizim aydınımız ile ki, attila ilhan'a gerçekten hayran kalıyorsunuz, avrupadaki alelade bir kişinin arasındaki bakış açılarını görebiliyorsunuz. adeta attila ilhan bu fransız arkadaşının ufkuna erişmeye çalışıyor. kitap iki bölümden oluşmakta: kadınken erkekleşenler ile erkek iken kadınlaşanlar. attila ilhan'ın paris anıları ve arkadaşları okurken bir roman okuyor hissine kapılıyorsunuz ve kitap akıp gidiyor. her bölüm sonunda meraklısına bölümleri kitaba ayrıca ahenk katıyor. okuyor ve bitiriyorsunuz. sonlarda ise kitapta geçen şahısların fotoğrafları yemek sonrası tatlı gibi geliyor. özetle kitap kendini okutuyor. ayrıca attila ilhan'ın entellektüelliğine de hayran kalıyorsunuz. eski türkiye'nin aydını bile bir başka imiş diyorsunuz.
  • anılar ve acılar dizisinin üçüncü kitabı. ilk baskısı 1976'da bilgi yayınevi tarafından yapıldı. kaptan, bu kitapta, o her zamanki şair üslubuyla insanın en temel meselelerinden cinselliğe eğiliyor ve bilhassa paris anılarının dokuması içinde cinselliğin çeşitli yönlerini tartışıyor...

    kitabın ilk baskısının -ki bende bu baskı var- arka kapağında şunlar yazılı:

    "hangi seks, bir yandan, insanın bireysel diyalektiğinde cinselliğin etkisini, bu etkinin kapsamını araştırırken; bir yandan da, çeşitli örnekler vererek sanatın ve sanatçının cinselliği, cinsel çatışmaları, bu çatışmaların eserlere yansıyış biçimleri üzerinde durmaktadır.

    hangi seks, hangi sol kadar çarpıcı ve şaşırtıcı, hangi batı kadar gerçekçi ve bileşimci bir kitap!"

    ha, unutmadan, arka kapakta, bir de attilâ ilhan'ın kaptan olduğu yıllardan, paris yıllarından bir fotoğrafı var, hani şu dizlerine inen bir paltonun içinde, sakallı, gözlüklü ve bereli olduğu fotoğrafı...
hesabın var mı? giriş yap