932 entry daha
  • müşterisi olmadığım için mutlu olduğum banka. yalnız bunun geçmiş acılara dayanan bir yanı yok. bu senenin başına kadar hiçbir banka dahilinde hesabım yoktu. kendi kendime artık bir hesap açtırsam diyordum. yemin ediyorum ilk iş açtım sözlüğü okudum. insaflı bir banka vardır belki dedim. ne bileyim. garanti'yi okudum, akbank'ı, yapı kredi'yi falan. akla ne geliyorsa. duyuyorum çünkü hesap işletim ücreti var, merhaba deme ücreti var, güleryüzlü olma ücreti var falan, sınırları zorluyorlar yani para almak için.

    ama ne yazıkki her banka itin bi tarafına sokulmuş. yok ki anasını satayım türkiye'de böyle "biz hesap işletim ücretini almıyoruz" müşterilerimizden durumu. otomatik ödeme talimatı verecek faturam da yok. en son açtıramadım hesap. cidden kaldım ortada. biri 70 lira alıyorsa, öteki 60 alıyor, biri diğerinden daha cazip değil ki. hepsinde bir gangbang düzeni hakim. bddk denen kurum, örneğin kmh denilen hesaptan aylık %6'ya yakın faiz alabilme hakkını verebiliyorsa bankalara (bazı arkadaşlar belki doğal karşılar ama tefecilik bundan öte değildir bence), kredi kartı gecikme faizini son ödeme gününden değil de hesap kesim tarihinden itibaren rahat rahat başlatabiliyorsa bankalar bu ülkede, bulduğu her delikten içeri sızıp mayışlara, cüzdanlara dadanmayı da ilke edinecektir bunların alayı. (umut sarıkaya'ya sevgiler bu arada) ondan sonra normaldir ki hayvan ötesi kar açıklarlar. kemal derviş'in röportajlarında okuruz türkiye bankaları avrupa bankalarından sağlam diye. (bugün okudum valla)

    e adamlar hem senin paranı mevduat diye alıyor, duran paradan işletim ücreti, sevgi yumağı bedeli diye para alıyor, hem de o mevduatı yine biz kerizlere %7-8 olan enflasyon beklentisinde, elini öpene, geberse %13-14 bileşik faizden kakalayıp işletiyor ki bu paralarla fonlardan kazandıklarını falan saymıyorum. bugün akbank dediğin banka, öbürlerinden daha ölü sevici olmasın, reklam yapıyor hediyemiz var diye. hediye de %1 le mi ne faizle kredi vermesi. vay anasını sayın seyirciler. adamlar bir bankanın belki de asli görevi olan para toplayıp kredi verme eylemini bir lütuf olarak sunuyor, ki reel faizde iyi kötü bir para kazanıyor. lütfediyor abiler, hediye ediyor. ilüzyonist gibiler yeminle. böylesine bankaların at koşturduğu bir ülke burası. neden? bankalar 2001 krizindeki gibi dibi görüp, zarar edip batmasın, millet zarar görmesin diye, vatandaşı daha güzel emmesine izin veriliyor burada. sağlam finans kaynakları olsun diye. e olur anasını satayım. donuna kadar alıyor vatandaştan, daha ne yapacak. hesap işletim ücreti. "abi merhaba, senin parandan para kazanıyorum, çok güzel kazandığım için sen bana yıllık bi 70 tl veriver. senin paranı biz koruyacağız bundan böyle. deli nejdet abinin selamı var. hesabı da elektronik ortamda tutuyoruz, maliyetsiz lan, süper..."

    sığ ve sıradan bir vatandaşın, öylesine bakış açısıydı belki bu. hani olur ya "belki benim göremediğim bir şey var" dersiniz, ben de şu an öyle diyorum. yoksa mantıklı değil böyle bir soyguna çanak tutan bir devlet ve kuruluşları ile alenen vatandaşı hortumlayan bankaların varlığı.

    edit: paragraflı hale getirildi.
  • 6 tane otomatik ödeme ile benden de 34 tl hesap işletim ücreti kesmiş banka. aradım 23:58 de kendilerini. duygu hanım kızımızla görüştüm. 1 hafta içerisinde iade edileceğini, yanlışlık olduğunu söyledi bana kendisi. aha şuraya yazdım. 13 temmuz 2010 23:58, garanti bankasıyla hesap kesim ücreti hakkında duygu ile görüştüm, iade edileceğini söyledi. 20 temmuz 2010 22:00 da önce girip hesabıma bakıcam. sonra da iade edilmediyse, kendilerini arayıp, en iyi duygularımı ileteceğim.

    ama ondan önce nolur nolmaz dilekçemi hazırladım ve daha önce yaptığım gibi garanti ile alakalı bulabildiğim ne kadar fax numarası varsa hepsine yollayacağım.

    edit: garanti bankasıyla ilgili bulduğum tüm faks numaralarına gönderdiğim dilekçe sonrası, gasp edilen param iade edilmiş. bir de üstüne şubemden aradılar, efendim, bize dilekçe göndermişiniz. paranız iade edildi bilginize diye. aferim, akıllı olun. duygu, sen de işinin başına dön bakiyim.
  • bunların hepsi, hani o işsizlik temalı reklam filmlerindeki küçük kız çocuğunun şu puşt dünyadan tek dileği olarak dileklediği yoksul dünyasına bi güneş doğması için değil midir? sevgili sözlük. öyledir. herşey olabilsin alabilsin içindir.

    abisi verecekleri kredi ile kurulacak fabrikaya köle olabilsin,
    ekonomik olarak iktidarsız bırakılmış babası, verecekleri kredi ile küçük kızını pikniğe götürebilmek için bi araba alabilsin, içindir.

    kurdukları denklemdeki kapitalist ahlaksızlığı başkaları tartışsın. reklamda kullandıkları eril ve dişil figürlerin sosyal, cinsel ve ailevi konumları, talep eden (baba-ağabey) , ricacı olan (yalvaran kız çocuğu- abimin iş bulması tek dileğim- ailece pikniğe çıkmak tek dileğim) ve arza layık ve ehil figür olarak konumlandırdıkları erk/baba/tanrı pozisyonundaki kurumları ile konumlarını sağlamlayan/doğrulayan ve doğrulatan bir otorite olarak kendileri uhdesinde açılan bir hesaptan sorgusuz, sualsiz, bildirimsiz bir soğukkanlılıkla işlem yapmalarında bi gariplik yok aslında. çünkü ey kendisinde hesap açtığını düşünen zavallı biz. anla ki; bir kız çocuğunun, dünyada en çok saygı duyduğu, korunması ve büyümesi için en çok ihtiyaç duyduğu ailedeki eril figürlerin seküler iktidarsızlıklarına ufak bi çare için yalvardığı o kurum açmıştır onu. bize hesap açmıştır. ve o hesapta oluşacak küçük değişikliklerin hepsi bize bahşettiği ekonomik hayatta ödediğimiz minik fidye ve haraçcıklardır. şüphesiz ki alan da o'dur, veren de. şüphesiz ki bu, size bahşedilen ekonomik varoluş yanında çok ta üstünde durmadan geçmeniz gereken, daha dün kızınızın , kızkardeşinizin iktisaden bakire içdünyasını açarak, resimler çizerek yalvardığını, dua ettiğini ve ekonomik varoluşunuzun ancak bu yolla oluştuğunu hatırlamanızı sağlayacak minik bir dokunuştur. canı istediğinde ve hesapsız biçimde sizi çatır çatır sikmesindeki şiddetli cür'et ondandır. corporate identity dedikleri budur. tanrısal görünmezlik. konusu biz olan tanrısal bi sikiştir bu. sikmesinden sual olunmaz o'nun.

    ve son sözü yine de ona bırakalım di mi sevgili sözlük ? mülke ve çocuklara zeval gelmesin için.

    "herkes parasını bankaya yatırsa çok iyi olur çünkü fabrika kurmak isteyen bir insan vardır fakat parası yoktur"
  • herhangi bir giriş formu, eposta adresi vs. yazmadan sayfasında dolanıp kredilerine gözattığım ve aradan 5 dakika geçmeden eposta adresime kredi reklamı gönderen banka. müşteri hesabından para çekerken arıza yapıp fazla fazla para çeken sistemler, mesele müşteriyi takip etmek olunca tıkır tıkır çalışıyor. izliyor gözlüyor, pazarlıyor.

    "bu arada sahiden takdir ettim arkadaki teknolojiyi. düşünüp yapmış adamlar."
  • (bkz: #11593216)
  • (bkz: #17970650)
  • hesap işletim ücretlerini birkaç gün sonra geri iade etmiş kurum.

    (bkz: hayırdır inşallah)
  • sanal alemin ne kadar güçlü bir konuma geldiğini göstermiş banka. ekşi sözlük, sikayetvar, forumlar gibi sitelerdeki yoğun aşağılanmanın sonucunda hesap işletim ücretlerini geri yatırmak zorunda kalmışlar.

    alayına isyan ulan!
  • bu bankayı sevmeyenlere sadece 1 kez finans bank müşteri hizmetlerini aramalarını tavsiye ediyorum. -finans bank'a göre- süper bir banka lan.
5944 entry daha
hesabın var mı? giriş yap