916 entry daha
  • sistem hocası olmasını taktir ettiğim kadar, insanı sıkmaya da başlayacak gibi duruyor sistemini hala oturtmaya en ufağından bile yakınlaşamamış olması. tamam benim taktiğim budur, takımımdaki topçulara ben bunu öğreteceğim, uygulatacağım diyorsun, helal olsun. ama hani nerde diye sormaya başlar insan yavaş yavaş. hazırlık dönemi 1 aydan fazla sürdü, e geçen senesi de var bunun. ya bu galatasaraylı oyuncular hakikaten çok yetkin değiller, kolay kolay kendilerini geliştirip adapte olamıyorlar, ya da rijkaard bu öğretme işini bir şekilde başaramıyor. nasıl taktik çalışıyor yahu bu takım. 1-2 aylık dönemde 100-200 defa anlatırsan futbolcuna, bire bir konuşup ne yapması gerektiğini gösterir, 50 tane taktik maçı yapıp maçı durdurup durdurup herkese görevini ezberletirsen bu kadar da kötü oynamazlar herhalde. sanki rijkaard dışarıdan bakınca, işte taktik bu beyler uygulayın mı diyor artık antremanlarda, ne yapıyor. ya da bu futbolcular bu işi kaldıracak kadar mental olarak yetenekli değiller.
  • ufak bir yanlış anlamaya kurban giden teknik adam.

    o bizi kendine benzetecek, kendi kültürünü verecekti, tam tersi o bize benzedi.
  • beşiktaş'ın guti ( bonservissiz) ve queresma (keita'dan daha ucuza) transferi yaptığı bir sezonda üstüne birde ortasahada ernst gibi bir oyuncuya sahipken takımından keita gönderilen elano satılmaya çalışılan dos santos ve jo yerine serdar özkan ve mehmet batdalla takviye yapılmış ( adam top kullanabilen bir orta saha oyuncusu istiyorum diye götünü yırtarken) bir takıma sahip hoca. gönderilirse adnanların günah keçisi olur daha fazlası değil.
  • bu adam ilk geldiğinde çok aşırı sevinmiştim. anlatamam. ama şimdi şimdi adamın karakterini basına verdiği demeçlerden olsun, tavırlarından olsun sanki hissetmeye başlıyorum. bu adamda bir sallamama (argo da siklememe) durumu var ve çok soğuk duruyor. soğuk üniversite hocaları olur ya: çok biliyordur, ama yanına yanaşamazsın, hiç sıcak kanlı değildir ve burnu havadadır. bu da sanki topçusu hata yapınca sadece bir şeyler söylüyor, çevirmeni çeviriyor, o kadar. ama bir de girişken, her şeye atlayan, yardımsever hoca tipi vardır. gider ikili diyolağa girer, cana yakındır, alır topu gösterir vs. vs. bu adam bunu yapıcak gibi bir tipi yok. benim bir sistem var, işte uygulayın onu diyor sanki. sanki yönetici havası var adamda. işin içine, pisliğe elini sokmaktansa yardımcılarına yaptırır gibi. bir antrenörün türkiyede başarı sağlayabilmesi için duygusal adamlar ile çok iyi ilgilenmesi ve yönetebilmesi lazım. türk insanı ilgi bekler, yardım ister, her şeyi kendi başına tak diye öğrenemez. elini taşın altına sokacak lider lazımdır, patron gibi değil.
  • her galatasaray mağlubiyetinden sonra yine siktirip gitmesini isteyen günlük taraftarların saldırısına uğramıştır.

    amına koyim alex ferguson hiç mi yenilmedi?

    biraz sabrı öğrenemiyorsanız bence siz siktirin gidin.
  • kaos futbolunun prim yaptığı bir ülkede herhangi bir sistemle başarılı olması imkansıza yakın teknik direktör..
  • şunu iyi anlamak lazım; sanmıyorum ki hiçbir galatasaray taraftarı reykard'i eleştirilemez olarak görsün. tabii ki reykard eleştirilebilir, kendisinin birçok hatası da olabilir. futbol dediğin şey hatalar oyunu zaten. ama gerizekalıca eleştirilere katlanamıyorum arkadaş. bir yönetim düşün ki; transfer yapabilmek için öne sürdüğü tek koşul: elano'nun satılabilmesi. allah aşkına, böyle bir zihniyetin patron olduğu yerde, hangi başarıyı bekliyorsunuz? senin rakiplerin, öyle ya da böyle lig başlamadan transferi bitirmiş, iyi ya da kötü takviyelerini yapmış, eksik bölgelerini doldurmuş. sense en zayıf bölgene bir tane bile transfer yapamadığın gibi, elindeki işe yarayabilecek adamları satmışsın, ayağı top yapabilecek tek adamını da satmak için fırsat kolluyorsun.

    alo, lig başladı lan. lig başladı abi. orta sahandaki adamlar da barış özbek, lorik cana, ayhan akman ve mustafa sarp. bunların dördünü topla, bir tane box to box oynayacak orta sınıf futbolcu etmez. ve sen bunların tamamını aynı anda oynatmak zorundasın. takımın en etkili adamını 2012 kriterleri adı altında satıyorsun, yerine müzmin sakat bir futbolcu alıyorsun, yarım saat oynayıp başarıları ile kıtalar arası ün yapmış sağlık ekibinin kucağına atıyorsun ve bu adamın yedeği serdar özkan. evet, serdar özkan. ve süpriz: orta sahanın göbeğine hala daha transfer yapılmamış durumda.

    galatasaray bugün sabri sarıoğlu'nu bile aradı. bu kadar ayağa düştü. ligin en uzun santraforuna yarım saat boyunca bir tane bile orta yapamayan bir takımdan bahsediyoruz. ve hala daha arda turan'in oyundan çıkmasıdır, ottur boktur tartışılıyor futbol ulemaları arasında.

    kör müsünüz, cahil misiniz? önce yönetim yönetimliğini bilsin, gerekli transferleri bi yapsın; ondan sonra reykard'ın neyi ne kadar yaptığını tartışalım. imama kızıp oruç bozmak için ne kadar heveslisiniz arkadaş.

    tekrar edeyim: burada alex ferguson'a taktik vermeye çalışam adamlar gördüm ben. o kadar çok biliyorsunuz ki her şeyi; varsın reykard da kötü hoca olsun. nasılsa yerine mourinho gelecek, 3 gün sonra beğenmeyip göndereceksiniz.
  • arkadaş isterse dünyanın en iyi teknik direktörü olsun, çılgın vizyonu olsun vs. bunlar önemli değil,

    galatasarayın forması bile sivassporu yener, yenmeli....

    sivas'ı da yeneceksin yea ne bu be!
  • herkes a'dan b'den bahsederken ben de biraz imha planından söz edeyim. kimin planı ? türkiye'ye gelen yabancı hocaları ve futbolcuları ilk başarısız sonuçta tez elden evlerine postalamak için ellerini ovuşturanların planı. galatasaray üç maçtır kazanamıyor diye herkes diline doladı rijkaard'ı. hatta futbol bilgisinden şüphe edenler bile var ! kariyerine baktığınızda şüphe etmeniz gerekiyor zaten !!! ajax , milan , hollanda milli takımına baktığınızda ne futbol oynamış ki ? ya da barcelona'da 5 sezon görev yaparken hangi kupayı kaldırmış ki ? futbolu bilseydi sparta rotterdam'ın küme düşmesine engel olmaz mıydı ! ya da şu an galatasaray'ın başında değil , avrupa'da büyük bir ligde görev yapmaz mıydı ? rijkaard'ın ne farkı var ki zaten hiddink'le , zico'yla , lucescu'yla , gerets'le , löw'le , tigana'yla veya del bosque'yle. onlar da futbolu bilmezdi. onlar ki aslında her sene en azından avrupa'da yarı final , final oynayan bir takımın başına gelmişlerdi. onlar ki aslında her avrupa şampiyonası her dünya kupası'nda yerini banko alıp , herkesin korkulu rüyası olan bir ülkede görev yapıyorlardı. öyle bir ülke ki , yurt dışında en az 10-15 futbolcusu oynuyor. öyle bir lige sahip ki premier league , la liga halt etmiş. fenerbahçe-galatasaray derbisi deyince bırakın o ülkede , avrupa'da hayat duruyor. kim takar el clasico'yu ! lig maçları dünyanın dört bir yanından naklen yayınlanıyor. uluslararası medya halkın futbola olan ilgisi için belgeseller çekiyor. stadların hepsi uefa'dan 5 yıldız almış. zemin öyle güzel ki bakmaya doyamazsın. tribünler tıklım tıklım , cıvıl cıvıldır. seyirci ortalamasında ingiltere yanına yanaşamaz. ülkenin medyası yalan haberden nefret eder. yöneticisi kavga , taraftarı küfür etmez. futbolcusu her deplasmana giderken kitap okur. maç sonunda önündeki maçlara bakıp , yenilgiyi hakeme bağlamaz. teknik direktörü galibiyette saha kenarında on takla atmaz . yorumcuları saygılıdır , bilgilidir , yabancı dil bilir. stada gider maç izler. öyle marca , lequipe yazarları gibi evinde pineklemez. hakemi eyyam yapmaz , büyük küçük demeden çalar düdüğünü. şampiyonlar liginde her sene maç yönetirler , 2 dünya kupası , 3 avrupa şampiyonası görmüşlerdir. kulüpleri zengindir. borcu yoktur , fazlası vardır. satmak için kombine kart , forma yetiştiremez. dilediğinde basar parayı en iyi yabancıyı alır. ama gerek yoktur , çünkü yerli futbolcuları dünyanın en iyisidir. messi'yi de ibo'yu da kaka'yı da kıyas kabul etmez. durum böyleyken rijkaard'dan ne hayır görür bu ülke ? o değil ; mourinho , capello , ferguson bavulu toplayıp gelse ne yazar ! onlar bile stajyer kalır avrupa'nın en iyi liginde. bizimkilerden üçü italya , ikisi ispanya , biri de ingiltere'de görev yapıyor ya. ey rijkaard efendi iyi dinle şimdi beni. barcelona'ya ne verdin ki , galatasaray'a , türk futboluna ne vereceksin. güzel futbol , total futbol neyine. senden istenen sadece kazanman. 1-0 olsun senin olsun. yıllardır maç kaybetmedi bu ülkenin milli takımı. brezilya'nın ispanya'nın rekoru neymiş ki ? lucescu 50 maç yenilmedi , ilk mağlubiyette kapı önüne koyuldu. senin takımın kadar pozisyon da vermiyordu üstelik. bakma sen hiddink'in kore'de , chelsea'de , avustralya'da , rusya'da başarılarına. buraya geldiğinde çömezdi. löw torpille geçti almanya'nın başına. del bosque dışında adam yoktu ispanya'yı yönetecek. organizasyon , morganizasyon diyerek felsefe yapma. saha kenarında şov yap. elini , kolunu salla sağa sola. arada hakemin üzerine yürü , hakaret et. burası önce düşme potasına girip sonra 2 sene üst üste şampiyon yaptığın barcelona'ya benzemez. asla kaybetmeyeceksin ! arsenal finalinde yaptığın değişikliklerle şampiyonlar ligi kupasını alman da neymiş. alfabenin tüm harfleriyle plan yap bize. korkak olma , cesur ol. 4 forvet yetmez 7 kişi olsun. ama pozisyon verme , gol yeme. bir de bu ülkede olduğuna şükret , daha öğreneceğin çok şey var!

    http://ersinduzen.blogspot.com/…/10/imha-plani.html

    09/10 sezonunda ilk 6 haftadaki lig ve avrupa galibiyet serisinden sonra 3 hafta üst üste kazanamama serisinin gelmesi üzerine rijkaard'a yapılan karalamalara karşı ersin düzen blogunda yazmıştı bunları. güncel olarak bunu #20009971 da eklemek istiyorum. okuduktan sonra galatasaray taraftarı kendine şunu sorsun; biz ne istiyoruz? kaos futboluna rağmen mi başarı, yoksa kaos futboluyla mı başarı? koyduğu hedefin arkasında durabilen yönetim mi, yoksa hedeflerini bir bir yedikten sonra kendisine kredi sağlayan isimleri taraftar ve medyanın önüne atan yönetim mi? bir an kabul edelim. kötü gidişatın tek sorumlusu rijkaard ve ekibi olsun. koyalım kapı önüne. yönetim zihniyeti değişmedikten sonra gerets'in ardından feldkamp'ın, feldkamp'ın ardından skibbe'nin, skibbe'nin ardından rijkaard'ın getirilmesinden farklı ne gerçekleşecek? yönetimin taahhütleriyle icraatları bir olmadıktan sonra kenardaki ismin ne önemi var? ha sen dersen ki ilk sorunun cevabına "ben kaos futboluyla da olsa başarı istiyorum" diye, o zaman saygı duyarım rijkaard gitsin görüşüne..
  • mevcut başarısızlık komple üzerine yıkılmamalıdır. takımının orta sahasında mustafa sarp, ayhan ve barış var. maçlarını anlatan spiker de "galatasaray, sabri'nin eksikliğini çok hissetti bu akşam" falan diyor. daha ne olsun. bundan daha somut veriler olabilir mi takımımızın düştüğü hâli kısaca özetleyen?
626 entry daha
hesabın var mı? giriş yap