• "yargıtay 2. hukuk dairesi’nin, bakireliği evlilikte kadında bulunması gereken vasıflar arasında sayarak kadının bakire çıkmaması gerekçesiyle evliliğin iptaline karar verdiği ortaya çıktı. üstelik daire bu kararı alırken kadının bakire olduğuna ilişkin doktor raporuna değil kocanın beyanına itibar etti. yargıtay bu yüzden, evliliği kadının bakire çıkmaması nedeniyle evliliğin iptal edilmesi istemini reddeden yerel mahkeme kararını bozdu. daire, boşanma yerine iptal kararı verilmesini istedi. yargıtay bunu da “kadında bulunması lazım gelen vasfın bulunmaması” olarak açıkladı. hukukçular ise “kadında bulunması gereken vasıftan” söz edilmesinin kadını bir nesne olarak düşünmek anlamına geleceğini belirterek kararı eleştirdi. "

    http://haber.mynet.com/…aret-vasfi-bulunmali/479089

    yargıtay'ın bu kararıyla karar verdim, allah'ım sana geliyorum.
  • (bkz: canavar vasfi)
  • diğer bir tanımla: aklın gerilerek bir zar inceliğine ulaşması.
    bazen sözlüklerde ve köşe yazılarında rastlıyorum, gerekli gereksiz "seksist meksist, cinsiyetçi" ve sair diyor insanlar. bence asıl cinsiyetçilik bu bildirimde saklı. (bkz: kızlık zarı/@altay)
  • buna bakanlar şunlara da baktı:
    (bkz: bekaret teslim töreni)
    (bkz: almanın dayanılmaz hafifliği)
    ayrıca:
    (bkz: vajinismus)
    (bkz: haydar dümen)
    ve zaman zaman acı sonuçlar için:
    (bkz: töre ve namus cinayetleri)
  • bakire olmayan kadinlarin artik "namussuz, arsiz, serefimizi iki paralik ettin" yerine duz hesap "vasifsiz!" seklinde, eskisine oranla daha kolay bir bicimde asagilanabilecegini gosteren harkulade karar, hayat kolaylastirici.
  • bu karar yargıtayın bu tip bir mantıkla verdiği ne ilk karardır ne de son olacaktır...
    bir hukukçu düşünün ki günümüzde "evlenecek kadında bekaret vasfı bulunmalı" diyebiliyor.
    bakın burada kişilerin evlenirken kadınlarda bekaret aramalarından, bazı yörelerde bunun adet oluşundan vs. bahsetmiyorum. en nihayetinde bunun bir arayış bir kıstas olmasını doğru bulmasam da bunun pek çok yerde yaygın uygulama olduğunun farkındayım.
    benim burda ön plana koyduğum şey kendisine hukukçu denmiş bir insanın, yargıtay da yani üst mahkeme dediğimiz sistemde yer alan birinin yani yeri geldiğinde ilk derece mahkemesindeki kararı bozacak, mahkemenin bile adaletsizlik yapabildiği bir noktada adalet sağlayacak kimsenin bir davada bekareti kriter olarak alması...
    üstelik zannetmeyin ki bu yargıtayda tek bir hakimin kararıdır. medeni kanun eşin önemli niteliğinde yanılmadan bahseder ve evliliğin iptali için evliliğin eşler için çekilmez olması şartını arar. kadının bekarete sahip olmaması çoğu zaman bu konuda verilen ilk örnekler arasındadır... yanlış hatırlamıyorsam yargıtayın bu gerekçeyle* evliliği iptal ettiği diğer durumlar erkekte cinsel gücün yokluğu, cinsel organda anormallik, eşlerden birinin yüz kızartıcı bir suç işlemesiydi...

    her insan farklı değerlerle yaşar. elbette ki bazı insanlara göre bekaret gibi bir mevzu evliliği devam ettirmemek için sebep olabilir. (hatta bu insanlar pek çok yerde azınlık da değildir)
    ama yargıtay bunu bir eşte mevcut olması gereken vasıf olarak nasıl değerlendirebilir?
    evliliğin eşlerden biri için çekilmez olması halinde boşanma ile neticelendirilebilcekken, yargıtay evliliği iptal etmektedir.

    yani özetlersem; bakire olmayan biriyle evlenmek istemeyen birini zorla o kişiyle evli tutamaz kimse. uygun görülmeyebilecek olsa da o da bir fikirdir. kişi boşanabilir; ama evliliğin iptali?
  • +yargıtay abi
    -söyle güzel evladım benim
    +abicim geçen gün bir kadın aldım
    -aman ne güzel, hayırlı olsun, güle güle kullan
    +ama bir baktım garanti etiketi yırtıkmış bunun, kullanılmış daha önce
    -hallederiz evladım, dert ettiğin şeye bak, geri göndeririz hemen üretici firmaya
    +yaşa varol yargıtay abi

    yargıtay kafası bambaşkaymış cidden.
66 entry daha
hesabın var mı? giriş yap