• içinde bütün edebi ve felsefi akımları taşıyan iç bükey bir hayal, fantastik bir bilimkurgudur. arınmanın bile bir moda olduğu zamanlarda elbette içe kapanan bir arzudur. hayatımızı bu kapıda kulluk ederek geçireceğiz. ta ki bütün çocuklar çilek ağacı görüp, sabah horoz sesiyle uyanana dek.
  • eskinin yenisi.
    günümüz medeniyetinin geldiği son noktada, aşırı kirlenen dünyada, besinlerin ve hayatında bozulacağını düşünen insanların hayalleri ve umutlarıdır. doğal yoldan elde edilen besinler, doğal malzemelerle oluşturulan evler, ekolojik yaşamın amaçlarıdır diyebiliriz. kirlenmemiş besin elde etmekte, genetiği değiştirilmemiş tohumlarla, doğal gübrelemelerle oluşturulur. bunların dışında; ekolojik yaşam için alternatif enerjiler, rüzgar enerjisi ve güneş enerjisi kullanımlarınıda bunun içine katabiliriz.
    (bkz: benim hala umudum var)
  • eldeki imkanlar ve bu imkanların edinilen deneyimle geliştirilmesiyle birlikte pek çok yaşam alanı içerisinde mümkündür ve dönüştürücüdür; hem bireyi hem de toplumu.

    --- spoiler ---
    nasıl mı? endüstriyel pek çok ürünü tüketmeyi tercih etmiyorum, bkz. "tercih etmemek" dedim, reddetmek değil. 2012 yılından bu yana hayvansal ürün tüketmiyorum. veganlık olarak ifade etmiyorum bu durumu çünkü soya, seytan, alpro sütler vb. ithal ve/ya üretimi konusunda bilgi sahibi olmadığım besinleri de (kahve tüketimim direct ve fair-trade çiftliklerden elde edilen ürünlerle, bildiğim/tanıdığım kahve kavurucu ve kahve dükkanlarıyla sağlıyorum) tüketmiyorum. vegan sucuk, et vb. replacement ürünleri de tüketmiyor, mantığını anlamakta zorluk yaşıyorum, "neden başka bir isim/ifade değilde.." sorusunu sıklıkla sormaktayım. kendi ekmeğimi yapıyorum, uygun sebzeleri regrow olarak yeniden yetiştiriyor, organik atıkları kompost ile dönüştürüyor ve istanbul'un tarihi bostanlarından taze sebzelerimi ediniyorum. yakınımdaki yerel üreticilere çok kıymet veriyorum.

    yerel üreticiler, ekolojik çiftlikler, dünyanın diğer ülkelerindeki etkinlikleri yoğun bir şekilde takip ediyor, tanışıyor, edinebildiğim her bilgiyi ediniyorum. çünkü bilgi, bilgiyi doğuruyor ve yeni pratikler ortaya çıkıyor.

    son 2 yıldır ayda 1 defa su alışverişi için markete gidiyorum, bunun dışında market alışverişim olmuyor. en son bir kaç ay önce metroya binmek zorunda kaldım, o da bir müşteri toplantısı vesilesiyle. metrobüse de aylar evvel bindim. yürüyerek ve bisikletle ulaşım sağlıyorum. tatillerimi de bu pratikler çerçevesinde yapıyorum.

    kesişim bağlamında veganlık tanımını sahiplenen ve label olarak kullanan arkadaşlarla sıklıkla etkileşimim oluyor. amaç bağlamında saygı duyuyor, eylem bağlamında çokça eleştiriyorum. örneğin, inek sütü konusundaki hassasiyetlerinin bir kısmını badem sütü nezdinde de göstermelerini bekleyebilirim, neden mi? araştırmak ve sürekli kendini geliştirmek, fanatizm sınırları dışına çıkıp kendi bilgi ve becerilerini kullanmak önemli tabi, yoksa eleştirilenin bizatihi kendisi haline de gelebiliyor insan. bu bir örnek elbette. sadece işin pazarlama ve kitle yönetimi konularında yeterince bilgi sahibi olmadıklarına tanık olduğum için bu örneği vermek istedim. örnekler çeşitlenebilir, oturumlarda çözüm yolları üzerine fikirler yürütülebilir.

    dışarıda gördüğünüz, istanbul'da yaşayan herhangi biriyim. önüme konanı, alternatifi yokmuş gibi sunulanı sorguluyorum sadece. bir çok aktivite için bolca zamanım var ve hiç de öyle düşünülen gibi derbeder, meczup biri değilim. yaşam kalitem oldukça yüksek ve keyifle yukarıdaki süreci sürdürüyorum, geliştiriyorum.

    tanık olmayan biri bu süreci "tuzu kuru tabi ondan" yorumu yapılabilir, o iş öyle değil. "neden" sorusunu sıklıkla sormam dışında bir fark olmadığını söyleyebilirim. sınırlarım içerisindeki alanı sadece doğru yönetmeye/kullanmaya çalışıyorum. öğrenilmiş çaresizlik başa bela bir durum ve algıları oldukça köreltiyor ve öğrenme kabiliyetini sekteye uğratıyor, bir de bunun farkındayım.

    bu süreç bireysel tercihler bütününü kapsamaktadır. tanımlar bütünü olarak nitelendirilemez. amaç aynı olduktan sonra yöntemler ve pratiklerin farklılık gösterebilir. çünkü herkesin bilgi, beceri ve farkındalık düzeyi farklıdır. dolayısıyla modelleştirilip kural olarak bir label altında dayatılamaz.

    --- spoiler ---
  • insanlığın eninde sonunda mecbur kalacağı yaşam tarzı.
    aksi halde yok olacağız.
  • ekolojik yaşamı savunan ve youtube'da kanalı olan ve sürekli bu konuda konuşan kişinin açıklarını bulmak çok hoşuma gidiyor. öyle güzel anlatıyor ve egosu ortaya çıkıyor ki...
    ayrıca hiç bir yoruma da cevap vermiyor. ekolojik yaşamı savunan sevgili ablamız oje sürüyor, halbuki oje en tehlikelisi.
    zararsız bir oje yok mu, var tabi ki, ojenin tanesi 179 lira. sanmıyorum o parayı vereceğini.
    eğer bilmediğim bir oje varsa da biri bana öğretsin.
    benim mesaj kutumu yeşillendirin, en azından her hangi bir akıma mensup değilim. olmam da, sağlık ve kimyasız yaşam konusunda bildiklerimi aktaran bilinçli bir bireyim.
hesabın var mı? giriş yap