• kimseye sormadan kürtçe isimleri türkçe yaptınız bölücülük olmadı ,gericilik olmadı şimdi eski isimleri iade etmek mi bölücülük,gericilik diye sorarlar adama , bizim dersime de zazaca köy isimleri iade etselerde devletimiz bizden bir iki hayır duası alsa.
  • kürtçe isimlerin üzerinde türkçe isimleri de yazdığı için sorun teşkil etmeyen hede.
  • fransız sokağına yakın bir starbucksta oturup chai tea lattemi içerken i-phone'umla face'ten gelen bir link üzerine öğrendiğim hadise. bu arada ben türküm. bu olandan da kurduğum cümledeki yabancı kelimelerin beni rahatsız ettiği kadar rahatsız olmadım.
  • demokratiklesme yolunda kimin neyi hangi sirayla hakettigini belirleyenlerin daha erken dedigi olaydir.

    (bkz: aferin)
  • ilgili tabela resimleri ile beraber görünce oldukça komik bir haber.

    ha amed-diyarbakır diyeceksiniz bence o daha da komik.
  • kürtlerin en doğal hakkıdır. 1980'lerde bulgaristan'da türklerin isimleri değiştirilirken olaylar çıkarmıyor muyduk? insan kendi vatanının isminin değişmesini ister mi? hele ki kendi isteği dışında. bu konuda kesinlikle arkalarındayım.

    ama ben de 7 göbekten istanbullu biri olarak istanbul'un bu halini geri istiyorum:

    http://www.ogretmenlerforumu.com/…leri-t1776.0.html
  • bence japonca da yazmaları gerekti. hata etmişler...
  • (bu tabelaların resmi makamların onayıyla değiştirildiğini varsayarak yazıyorum):

    bu köylerin neye göre seçildiğini merak ettiren olaydır.

    nihayetinde diyarbakır, türkiye cumhuriyeti sınırları dahilinde bir il. tıpkı denizli, konya, hakkari, istanbul gibi. eğer kürt nüfusun çoğunlukta olduğu yerlerin kürtçe ismi tabelalara yazılacaksa neden aynı durumdaki diğer doğu illerinde böyle bir uygulamaya eşzamanlı olarak gidilmemiş? eğer devlet bünyesinde ikinci bir dil kullanılacaksa bunun belirli kurallara göre yapılması gerekmez mi? mesela kanada'nın neresinde olursanız olun, her ne kadar konunun ana muhatabı quebec eyaleti olsa da devlete ait tüm resmi dokümanlarda ingilizce yazan her şeyin fransızca'sını da bulursunuz. devlet, ülke toprağının her yerine aynı gözle baktığını bu şekilde gösterir. şimdi siz gidip ikinci dil kullanımında kriteri "bölge" ya da "şehir" olarak belirlerseniz çıkıp "diyarbakır da tıpkı diğer iller gibi bu ülkenin bir parçasıdır ve diğer illerden hiçbir farkı yoktur." diyemezsiniz.

    eğer ikinci dil kullanımını etnik kökeni göz önüne alarak, kürt nüfusun yoğun olduğu yerlerde yapmaya kalkarsanız öncelikle devlet olarak ayrımcılık yapmış olursunuz. aynı zamanda istanbul'da kürtlerin yoğun olduğu semtlerin isimlerinin kürtçelerini de tabelalara yazmanız gerekir ki kim bunu yapmaya cesaret edebilir, bilemiyorum.

    nihayetinde bu olay nasıl savunulacak, halka nasıl yutturulacak merak ediyorum. birisi çıkıp "doğunun bir kısmı farklı bir muameleye tabi tutulacak, orada işleyen kanunlar da diğer illerdekilerden farklı olacak" ya da "kürtçe ikinci resmi dil oldu. artık resmi evraklarda türkçe yazılan her şeyin kürtçe'si de mevcut olacak." dese amenna derim. lakin bana 2011'deki seçime kadar geçecek süreçte sayısız bel bir o yana bir bu yana kıvrılacakmış gibi geliyor. politikacıların hayal gücü nerelere kadar uzanıyor, "ad hominem" sanatı nasıl icra edilir, hep beraber göreceğiz.
  • "diyarbakır'daki 91 köyün adının türkçe isimlerle değiştirilmesi" şeklinde gerçekleşen yanlışın düzeltilmesidir. köylerin gerçek adlarının geri dönmesidir.
28 entry daha
hesabın var mı? giriş yap