• ikiden fazla deger alan degisken sayisi coktur. ancak belirli bir degiskenin alabilecegi butun degerleri yerine ozellikle uzerinde durulan bir degerin varligi veya yoklugunu arastirmak sozkonusu ise cok sayida deger alan degiskenler iki deger alan* degiskene donusturlebilir. iste aslinda ikiden fazla deger alan bir degiskenin* iki deger alacak bir dekiskene donusturlmesi islemine denir.
  • (bkz: diyalektik) daha çok doğada olan zıtlıkların birlikteliği ama.
  • dikotominin en siklikla (ve yanlis) kullanildigi alanlardan birisi ilahi bir gucun ispati (inanilan dinin tanri/lari olur genellikle) sirasinda sergilenir.

    "simdi bir evren var di mi, cok super bir sekil icinde isliyor di mi, evet, bunun yaraticisi zeustur, ya da hic kimsedir. evren kendi kendine var olamayacagina gore, hersey bir sebepten vardir, evrenin yaraticisi zeustur."

    onermesinde karsitlik ya zeus ya da hic kimse ayriminda tutulmaktadir. cevval bir hatip tecrubelerimize dayali insan-soven bir anlayis ile alternatifi olmayan bir evren ve varolus fikrini, kendince alternatifi olmayan bir tek yaratici kaynaga dayandirir, bunun disinda sadece bir tane daha cozum sansi oldugunu iddia ederse ya alenen sahtekarlik yapmis olur, ya saftiriklik. zira boylesi bir konunun izahinda cogunlukla mevcut onermeler iki ile sinirli degildir, bir cok olasilik en az zeus ya da kendi kendine olmak kadar manali olabilecektir (bunun bir benzeri dogaustu sever dostlarimizda gozlenir: bu piramitleri ya uzaylilar yapmistir, ya da insanlar. insanlarin o zaman bu teknolojisi olmadigina gore, uzaylilar yapmistir!" cok net bir false dichotomydir. dunyada gorulme sikliklarina gore degerlendirirsek, piramitleri pamuk prenses ve yedi cuceler (belki uykucu haric) yapmis da olabilir. uzayliyi dichotomynin bir ucuna yerlestirmek icin insanlarin yapmis olmasi olasiligina denk ya da cok yakin sasmaz, sapmaz delilimiz olmasi gerkeir.). buna bilimsel jargonda false dichotomy fallacy deniyor, onu da not edeyim.

    false dichotomynin turkiyede uzman ismi ahmet cakardir, ahmet cakar birisine hakaret etmek istediginde, benim az yukaridaki paragrafta yaptigim uzere, iki tane esdeger kotulukte onerme sunar.

    misal:

    "ali sami sen bunu soyledigine gore ya gerizekalisin, ya da hic bir sey bilmiyorsun, cahilsin. dikkat et, gerzeksin demiyorum, cahilsin demiyorum, ama ikisinden birisisin."

    diyen bir ahmet cakar olasiliklar arasinda ali saminin soyleneni yanlis anlamis olmasi, ahmet cakarin mevzuyu yanlis biliyor olmasi, ahmet cakarin gerizekali ya da cahil olmasi ihtimalini goz ardi ediyor demektir. ama ahmet cakarin biyolojik omru sinirlarinda

    "ali sami bu konu da ya sen yaniliyorsun, ya ben yaniliyorum, ya sen eksik biliyorsun, ya ben eksik biliyorum, ya senins oyledigini ben yanlis anladim ya da ben kendimi yanlis ifade ediyorum" gibi olasilik bollugu icerisinde gelmesi mumkun gorunmemektedir. stadyum gibi dolu dolu temposu olan bir programa cesitlilik getiren ya gerizekalidir, ya da cahildir, halkini tanimiyordur diyor, entryden demir aliyorum.
  • (bkz: dichotomy)
  • (bkz: apolonik)
  • birbirinin zıttı olan ancak biri olmadan diğerinin anlam ifade etmeyeceği şeyleri anlatan sosyal ve siyasal bilim terimi. arabeskte sıkça vurgulanan örneği acı çekmeden mutluluğun değerinin anlaşılamayacağından dolayı mutluluk ve mutsuzluk gibi farklı uçlar olabilir. ancak dikotomik olaylar için 'kompartımanlara bölünmüş ve eşanlı çözümlere ulaşamayan olaylar' gibi açıklamalar da yapılmaktadır.
  • "ikili işleyiş iktidar aygıtlarının önemli bir kısmıdır. herkesin bir duvara fişlenmesi, bir deliğe gömülmesi için mümkün olduğu kadar ikiye bölme yöntemi (dichotomies) kurulur." (deleuze-parnet,diyaloglar, sy;39)
  • bir sınıfın belli bir nitelik taşıyan ve taşımayan iki alt sınıfa ayrılmasıdır.
  • ferdilik ve sosyallik ilişkisinde karşılaşılan “dichotomy” kavramının tanımlamalarından biri, ikiden fazla değer alan bir değişkenin, yalnızca iki değer alacak bir değişkene dönüştürülmesi şeklinde geçmektedir. bu tanımlamada sakıncalı olan, dünya toplumları içinde yer alan herhangi homojen bir toplumun, kendi içindeki farklı etnik kökenlerinin, yalnızca iki değer alacak bir değişkene dönüştürülerek, ikili bir ayrışıma gidilebileceği ihtimalidir. dichotomy’nin “doğada var olan zıtlıkların birlikteliği” şeklindeki diğer bir tanımlamasında, yapısal olarak birbirinin zıttı, fakat biri olmadan diğerinin anlam ifade edemeyeceği bir durum anlaşılmaktadır. işte bu tanımlamayla, sosyalin inşasındaki makro ve mikro düzeydeki farklılıklar, kapitalin ortaya çıkmasıyla “ötekiye” duyulan ihtiyaç anlamına gelmektedir.
  • ikilik. ama öylesine bir ikilik değil, diyalektik bir ikilik. yani, yapı-üstyapı, rıza-zor, hegemonya-tahakküm vb.
hesabın var mı? giriş yap