• cehennem, tamu.
  • kalbin duyduğu elem ve ıztırâbdan mütevellit içine düşülen rûhânî cehennem.
  • [hiçbir kadına, kendisini verecek* kadar fırsat bırakmamış gaddar avcı... her canı istediğini bizzat alan haydut... kanun tanımaz zampara...

    "birden çekilip... haydi, demiş, duzah'a murdar..."

    fikret'in* bu mısrasını üst üste zihninden geçirdi. sonra kelimelere tek tek basarak* ve yüksek sesle arkasını okudu:

    "haksızlık eden başları bir gün koparırlar..."] kemal tahir - karılar koğuşu

    (bkz: devenin başı)
  • (bkz: ehe ehe)
    bitmez bu döngü artık duyulmaz korku
    sonum sonucum kayıp anlamım yitik
    sebebim olmuş attığım bir zar baktığım bir fal
    acıyı ayırt edemez artık bu ruh
    akmış anda seçmiş bekler soldaki yol
    elinde kılıç adandığı güneş
    gözünü çevirir bakmaz arkasındaki kupalar
  • farsça'da cehennemi tanımlayan bu kelime, alevi bektaşi inancına göre "dünya zevklerine düşkün olanların toplu halde bulundukları yer" olarak tanımlanıyor.

    aslında burada bir çelişki yok, gündelik yaşama da yansıyan bir zihniyet farkı var. dünya zevklerine düşkün olanlar, olsa olsa cehennemde olur bakış açısı ilginç. oysa adı üstünde bu zevkler dünyada! bence dünya zevklerine her insan ucundan kıyısından dokunur ve hepsinin sonu illa cehennem olmaz. ya da o zevklerden ari duran herkes cennete gidecek diye bir garanti yok.
hesabın var mı? giriş yap