• ömrü hayatımda duyduğum en anlamlı söz oldu bu.

    ağlaya ağlaya yazıyorum bunları...

    deprem olur olmaz van'a kazak, bot, mont gibi eşyalar gönderirken montun cebine "geçmiş olsun kardeşim, ben de gölcük'te senin şu an yaşadıklarını yaşadım. maddi manevi ne sıkıntın olursa bana 05xxxxxxxxx numaralı telefondan ulaşabilirsin, hiç çekinme." yazılı bir kağıt koyulduğundan 3 gün sonra gelen mesaj:

    "allah razı olsun kardeşim. şu an gönderdiğin montla ısınıyorum. sana söz bir gün sen düşersen ben de seni kaldıracağım."

    mecburi açıklama:

    başlıktaki mesaj bana gelmiş gibi algılanmış, onu düzeltmek zorundayım. gerçi mesaj atanlara işin aslını söylüyorum ama sayı o kadar arttı ki daha fazla yetişemedim. çünkü olay baya büyüdü, twitter'da en tepede, gazete ve televizyonlardan röportaj yapalım diye telefonlar geliyor. nasıl buluyorlarsa çalıştığım şirketi bulmuşlar, oradan bağlatıyorlar. ilginç şeyler oluyor.

    neyse,

    başlıktaki giden not, benim yolladığım yardımlara yazdığım not. ama gelen cevap bana gelmiş bir cevap değil. benzer şekilde not yazmış bir arkadaşa gelen cevap. neden kendi yazdığım notlarla, başkasının benzer notuna gelen cevabı birleştirdiğimi anlatayım.

    ben aslen bandırmalı, doğma büyüme gölcüklüyüm. depremde 100'den fazla tanıdığımı kaybettim, herkese 1 dokunuyorsa bana 2 dokunuyor bu van'daki manzaralar. o yüzden gönderdiğimiz tüm yardımlara da bu notu yazıyorum. bu akşam türk telekom arena'dan kalkalcak yardım tırlarına vereceklerimizin de içine öyle notlar yazacağım.

    bunu neden söylüyorum? çünkü her yardım gönderenin böyle bişey yapmasını rica ediyorum. oradaki 10000 kişi, 10000 farklı yardım gönderenin telefonunu bilse, depremin yaratacağı sıkıntılar daha kolay atlatılabilir. maddi şeylerden ötürü değil ama.

    şöyle örnekleyeyim,

    gölcük depremi'nde anneme de babama da fiziksel olarak hiçbir şey olmadı, ama olayın üzerinden 12 sene geçmiş olmasına rağmen annem hala psikolojik etkilerini atlatamadı depremin. üzüntüden kısmi felç geçirmişti, sonra zamanla düzeldi. şimdi ise depremde oluşan travmadan kaynaklanan manik depresyon sebebiyle ilaç kullanarak yaşamak zorunda. yani tek sıkıntı ısınma, barınma, gıda değil. depremin olduğu yerde yaşamamışsanız eğer, ne kadar iyi niyetli olsanız da oradaki durumu algılayamazsınız. van'ın asıl yardım ihtiyacı kurtarma çalışmaları ve insanların gereksinimleri karşılandıktan sonra başlayacak. çünkü orada önümüzdeki 10 yıl tek etken bu deprem olacak. siz eğer oradan 1 insanı kendinize kardeş belleyip, çok acil sıkıntısını giderip, daha önemlisi de onunla sohbet ederseniz, moral verirseniz, tahmin bile edemeyeceğiniz kadar büyük bir yardım yapmış olursunuz.

    hatta ne bileyim, atıyorum çok imkanınız vardır, bi haftasonu yaşadığınız şehire gelmesi için gidiş dönüş bilet alırsınız, gezdirirsiniz. oradaki kasvetli havadan sıyrılıp normale dönebilmesi için büyük bir adım atmış olursunuz.

    sırf bu yüzden lütfen gönderdiğiniz yardımların üstlerine değil, içlerine isminizi ve telefonunuzu yazın. her şey maddiyat değil, sadece konuşarak bile tahmin edemeyeceğiniz yardımlarınız olabilir. insan kötü anında birinin "arkandayım kardeşim" demesine her şeyden çok ihtiyaç duyar.

    bana henüz bir dönüş olmadı, ilk entry'de bahsettiğim cevap mesajını ise şirketten bir arkadaşım sabahleyin söyledi. gözleri dolu doluydu, ne oldu deyince mesajı söyledi, beni de bitirdi. o cevap mesajı ise "maddi manevi ne ihtiyacın olursa beni ara: 05xxxxxxxxx" şeklindeki bir nota istinaden gelmiş.

    ben başlığı açarken ikisini de kullandım, çünkü gelen cevabın güzelliği, bu felaketin daha önce de yaşandığı vurgusuyla anlatılınca daha anlamlı olur diye düşündüm. olayın aslı budur.

    herhangi bir yayın organıyla görüşmeyi düşünmüyorum. ekşi sözlük, facebook ve twitter yeterince geniş kitlelere ulaşıyor. zaten benim amacım bu mesajı birçok insanın duymasını sağlamaktı, onu da başardığımı düşünüyorum. haber yapmak isteyen herkes sözlükte yazdığı kadarıyla yapabilir. sonuçta bu olayda önemli olan nokta kişiler değil, ana fikir. yardımla ilgili bir konu şahsi olarak konuşulmamalı. burada takma ismimizle var olduğumuz için, bir de o mesaj çok anlamlı olduğu için yazabiliyorum bunları. ama bana biri "evet bksibk bey, bu yardımı yaparken..." gibi bi cümle kurarsa utancımdan ölürüm. o yüzden kimse kusura bakmasın, bu işin röportajı falan olmaz.

    kimin ne yaptığına değil, van'da kardeşimizin ne söylediğine bakalım.
    emin olun ki tek ihtiyacımız bu.
  • insanlığımızı sorguladığımız şu zor ve sıkıntılı günlerde içimi ısıtan cümle.
  • birbirini hiç görmemiş insanlar arasındaki sevgi ve empatinin tezahürü. ilahi değil insanı adalet.
  • depremde ölen onca insanın yattıkları yerde huzurlu yatmalarını sağlayacak cümle. ben depremde ölseydim, bu felaket yüzünden kalanlar aralarındaki anlaşmazlıkları unutuyor aralarında bir birilerini görmeden böyle sıcak bağ kurabiliyor olsaydı benim için öyle olurdu herhalde...
  • göz yaşartıcı gaz etkisi yaratan cümle.

    (bkz: ağlamak için gözden yaş mı akmalı)
  • insanı umutlandıran, içini ısıtan cümle. yardım kolilerine taş doldurup gönderen kokuşmuş vicdanlılara, 'ilahi adalet' nidalarıyla insan olma vasfını yitirdiğini ilan edenlere inat, asıl söylenmesi, hep söylenmesi gereken.

    ah kardeşim! ne sen düş ne de ben, birlikte yürüyelim omuz omuza, düşersem de kaldıracağını bilmek güzel, dünya kocaman, hepimize yeter, aksini söyleyenlereyse bu cümle yeter...
  • barındırdığı vaadi anında eyleme dökmeyi başarmış söz.
    herkes söylemez; herkes de duyamaz.
  • (bkz: insan)
  • ırkçıyım faşistim soykırıma inanıyorum diyen insanları eleştirmenin bile yerin dibine sokulmanıza yol açtığı bir ortamda güneş gibi parlıyor.
hesabın var mı? giriş yap