• iki dil bir bavul'un yönetmenleri orhan eskiköy ve özgür doğan'ın yeni projesi. yine güzel bir iş çıkacağa benziyor.
    bilgi ve destek için: http://perisanfilm.com/bs/indigogo.php
  • (bkz: davudi)
    (bkz: davudi ses)
  • "ne bize hesap verildi ne biz hesap sorduk"

    http://www.radikal.com.tr/…id=1077812&categoryid=82
  • 31. uluslararası istanbul film festivali kapsamında gösterilecek olan film.
  • 31. uluslararası istanbul film festivali kapsamında izledigim film. yonetmen orhan eskikoyun filmle ilgili yorumlari soyle:

    "insanın geçmişini kaydetmesi her zaman ilgimi çekti. fotoğraflar, günlükler, 8mm ya da video kayıtlar sinemanın da ilgisini çeken malzemeler. ancak genel olarak belgeselciler anlatımı güçlendirmek için kullanırlar. ya da sadece bu tür arşiv materyaller üzerine filmler yaparlar. belgesel sinemadan gelen biri olarak bir ailenin ses arşivi üzerinden bir hikaye anlatmak beni heyecanlandırdı. çünkü hafızam zayıftır ve geçmişin izlerini saklayan birisini kıskanırım. ancak bu tür ses kayıtlarının sinemaya aktarılması hayli riskli bir arayış. özellikle de bir filmde birkaç karakteri yaratmak için bu tür seslere başvuruluyorsa... bu arayışın pek de sinematografik olmadığı defalarca yüzüme söylendi. alışılmış anlatı kalıplarını kırmaya çalışmak film yaparken temel motivasyonum. beni heyecanlandıran bir şeyin az sayıda da olsa başka birilerini heyecanlandıracağını düşünüyorum.

    babamın sesi gerçek bir hikayeden yola çıkarak bireylerin toplumla kuramadığı ilişkinin izinde kaydedilmiş bir geçmişe odaklanıyor. bu filmdeki oyuncular kendilerini oynadılar. yazdığım diyalogları kendilerine göre uyarladılar. yazdıklarımdan daha fazlası ortaya çıktı. bunun başarılmasını hem başrol oynayan hem de ikinci yönetmen olan zeynel doğan`a borçluyuz. annesiyle birlikte kameranın önünde ve arkasında filme önemli dokunuşlar yaptı."

    benim hissettiklerim ve yasadiklarim ise soyle:

    filmi izledikten bir gun sonra baska bir filmin baslamasini beklerken ikinci yonetmen ve film oyuncusu zeynel doganla karsilastim. kendisini hayatimda ikinci kez goruyorum. ilki sinemada ikincisi ise o andaydi. bir an goz goze geldik ve "film cok guzeldi. annenizin ellerinden operim, saygilarimi iletin lutfen" deyiverdim. butun yuzunu kaplayan aydinlik gulumsemesi, sasirmasi ve kardesce sarilisi ayri bir anlam kazandirdi filmin uzerine. kalbi guzel insanlarla konusmak, paylasmak her zaman cok guzeldir.

    film baslamadan once birinci ve ikinci yonetmenin filme dair bir acilis konusmasi oldu. bir festival klasigi olarak da turkce'den ingilizce'ye ceviri yapan bir cevirmen vardi. orhan eskikoy'un konusmasini turkce oldugu icin sakir sakir cevirdi ancak zeynel dogan'in kendisine bir surprizi vardi, konusmasini kendi anadilinde yapmayi tercih etti. sasiran cevirmen, zeynel dogan ve film izleyicisi arasinda anlik gulusmelere sebep veren seker bir durum oldu. zaten sonra turkceye kendisi cevirdi de konusmasini.

    --- spoiler ---

    filmi izleyeli dort gun oldu ama base annenin "hasan" deyisi, o tonlamasi o an gibi kulagimda. omrum boyunca da unutmayacagim. ahhhhhh kadersiz base!.. bu cografyanin en agir travmalarini hep kadinlar yasar ve tasir kalbinde, benliginde. omru gurbetteki kocasini beklemekle gecmis, iki cocuguyla bir basina idare etmeye calismis, ustune ustluk kocasi tarafindan cocuklarini iyi yetistirmedigi yonunde elestirilere maruz kalmis, base isminden asiye ismine habersizce gecisini anlayamamis, cocuklari okusun, turkce ogrensin diye didinmis vefakar, cefakar ve bahtsiz base..nerden bilirdi ki bir katliamdan kurtulup sonra da boyle eziyetli bir hayat yasayacagini? omrunun geri kalanini da oglunu bekleyerek gecirecegini. karsidan ses bile gelmeyen telefon aramalarini umut belleyerek konusacagini, anlatacagini..

    anne olmak demek evladindan umidini kesmemek demek herhalde. acilari, gidisleri konduramamak, hep yaninda , yakininda olacagi gunu beklemek. dilerdim ki base'nin kahkahalari, gulusleri o eski ses kayitlarinda kalmasin. dilerdim ki film boyunca base'nin tek bir gulusunu, kahkahasini gorebilelim, duyabilelim ama malesef olmadi..

    tek gulebildigimiz sahne saniyorum ki sean penn benzetmesinin oldugu sahne idi...ki memo haksiz degil :)

    --- spoiler ---

    son soz olarak demek isterim ki babasini ses kayitlarindan arayan ve tanimaya calisan, bir tarafi eksik bir cocukluk geciren zeynel umarim ki kendi cocuguyla cooook uzun seneler gecirir, hep yan yana olurlar. eminimki de cooook iyi bir baba olur.

    emegi gecen herkesin eline saglik. izleyin.
  • 14. uluslararası eskişehir film festivali'nde kapsamında gösterilmiş film.
  • bu coğrafyanın ürünü olmasından buruk bi gurur duyduğumuz filmler vardır ya. bir sinema filmi olarak zaten başarılıdır, etkileyicidir, derdini çok güzel anlatır. ama anlattığı hikayenin trajikliği ve kaçınılmaz gerçekliği insanın içine oturur. var böyle filmlerimiz özellikle son 10 yılda belki...

    babamın sesi bunların en önemlilerinden olmuş. gerçek olaylardan yola çıkması, oyuncuların kendi hikayelerini canlandırması gibi ayrıcalıklı durumlar kurulan ilişkiyi daha da sağlamlaştırıyo. uzun zamandır izlediğim bi sinema filmi beni bu kadar etkilememişti. emeklere, yüreklere sağlık.
  • 31. uluslararası istanbul film festivali'nde izlediğim ve hâlâ dönem dönem aklıma gelip hüzünlendiğim film. base'nin telefonda kendi kendine konuşmaları, kasetlerin ortaya çıkışı, bahçede esen ufacık bir rüzgâr dahi hafızamda capcanlı. yönetmenler orhan eskiköy ve özgür doğan'ın geçmişi ve bugünü sorguladıkları ikinci filmleri.
  • 19. adana altın koza film festivalinde en iyi film ve senaryo ödüllerini almış ve çok sevindirmiştir. bu ödüller sonucunda perişan film daha fazla film çekebilecektir işte bu daha da çok sevindirmiştir.
hesabın var mı? giriş yap