4 entry daha
  • dönemin fakir türkiyesinde herşeyin ne kadar ucuz ve paranın ne kadar kıymetli olduğu hatırlanacak olursa, her ay değil köyleri kimi küçük şehirleri dahi satın almaya yetecek bir meblağa karşılık gelir.

    mustafa kemal'in, dökümü sayfalar tutan mal varlığına bakıldığında, durum daha iyi anlaşılabilir. zira içinde fabrikaların ve çok geniş arazilerin dahi sıradanlaştığı bir listedir. (bkz: atatürk'ün mal varlığı/@derinsular)

    bunlar yeni yeni ortaya çıkmış şeyler de değil; yıllardır kitaplarda duran bilgiler hepsi. ancak millet bunları konuşmaya yeni yeni cesaret etmeye başladı. kaldı ki zaten bunlar büyük resmin sadece çok küçük bir parçası..

    devamı için (bkz: atatürk'ün maaşı/@derinsular)

    tema:
    (bkz: mustafa kemal atatürk/@derinsular)
  • o dönemde hiç kimsenin, en kibar perdeden dahi olsa "bu maaş bir cumhurbaşkanı için biraz fazla değil mi?" diye sormaya kolay kolay cesaret edemediği maaştır.

    bunun nedeni, belki de ilgili maaşın aslında "cumhurbaşkanı" maaşı olmamasıdır. (bkz: bilmem anlatabiliyor muyum/@derinsular)

    devamı için (bkz: atatürk'ün maaşı/@derinsular)

    tema:
    (bkz: mustafa kemal atatürk/@derinsular)
  • yüksek bir meblağa karşılık gelmesi mazeretlerle izah edilemeyen, dahası, hakkında getirilen mazeretlerin akla yeni sorular getirdiği maaştır.

    o sorular şunlardır:

    (1) mustafa kemal'in maaşının cumhurbaşkanlığı bütçesi de içine eklenerek şahsına verilmesinin nedeni nedir? bu durum, keyfiliği akla getirmez mi? böyle bir uygulamaya neden diğer ülkelerde rastlanmaz?

    (2) mustafa kemal'in maaşı gerçekten cumhurbaşkanlığı bütçesi de içine eklenerek veriliyorsa, bu durumda böyle bir adlandırma yanlış olmaz mı? zira 1 liralık bir ödeneğe 100 liralık ödenek eklenmez. her zaman bunun tersi yapılır. yani cumhurbaşkanlığı bütçesine maaş da eklenebilir. ama böyle olması durumunda da o meblağın tamamı ilgili şahsın eline tutuşturulmaz. bu durum abestir. zaten bütün kaynaklarda cumhurbaşkanlığı bütçesinden değil, "atatürk'ün maaşı"ndan söz edilmiş olması da bu nedenle makul.

    (3) yüksek maaşlar vergilendirilirken mustafa kemal'in maaşı da aynı vergi oranlarına tabi tutulmuştur. devletin belli bir harcama için tahsis ettiği bir ödeneğe gelir vergisi tahakkuk ettirilebilir mi?

    (4) o dönemde şimdikine göre çok küçük ve adından da anlaşılabileceği gibi sadece bir "köşk"ten ibaret olan bir yerin masraflarının bu kadar astronomik olması makul müdür? zira ailesi olmayan mustafa kemal, köşkte sadece birkaç yaveri ile birlikte yaşamaktadır. (köşkü koruyan askerler maaşlarını ordudan alırlar.)

    (5) zannedilenin aksine çok fazla yabancı konuk ağırlamayan ve türkiye'nin farklı yerlerinde neler olup bittiğini (iç savaş yaşanmadığı müddetçe) yerinde görmek gibi alışkanlıkları olmayan (ve ulaşım masrafları zaten ayrıca karşılanan) mustafa kemal'in çankaya'daki masraflarının çok yüksek olduğunu varsaymak için makul bir neden var mıdır? bu masrafların dökümü nedir?

    (6) şayet kendisine verilen maaş cumhurbaşkanlığı bütçesini de kapsıyorsa, mustafa kemal'in cumhurbaşkanlığı masrafları için ayrılan bu bütçeyi, ismet inönü ve diğer yakınlarına destek olmakta kullanmış olması, ileri derecede keyfi bir uygulama olmaz mı? mesela çankaya'nın masraflarının bizzat abdullah gül'ün şahsi hesabına yatırılması, abdullah gül'ün de bu parayı yakınlarına dağıtması ne derece etik olurdu? bu tür keyfi uygulamaların "hesap sorulamaz olmak"la ilişkisi nedir?

    ve en önemlisi:

    (7) aldığı maaşı yakınlarına destek olmakta ve köşkün giderlerini karşılamakta kullanan mustafa kemal, benzerine az rastlanan bir mal varlığına nasıl kavuşmuştur? (bkz: atatürk'ün mal varlığı/@derinsular)

    filmin koptuğu yer de zaten bu son sorudur. maaş konusunda bin dereden su getiren insanlar, bu inanılmaz boyuttaki mal varlığını izah etmekte zorlanmaktadırlar. halbuki olayları tevil etmeye çalışmak yerine zihinlerindeki mustafa kemal kalıbını değiştirseler, herşeyi anlamak çok daha kolaylaşacak. zira mustafa kemal, dünyadaki benzeri güçlü liderler ile tamamen aynı doğrultuda olan "pattern"lara sahiptir.

    devamı için (bkz: atatürk'ün maaşı/@derinsular)

    tema:
    (bkz: mustafa kemal atatürk/@derinsular)
  • rivayete göre mustafa kemal'e bir gün "milletvekillerine ne kadar maaş verelim?" diye sormuşlar. o da cevaben, "sakın ha öğretmen maaşını geçmesin" mealinde bir şeyler söylemiş.

    milletvekillerini değil askerleri sevenlerin (ve bilhassa öğretmen kesiminin) pek sevdiği bir rivayettir. ama acaba doğru mu?

    bu konuda sorulabilecek ilk soru şudur: mustafa kemal'in iktidarı döneminde öğretmenler ne kadar maaş almışlardır? yani, ilgili dönemde öğretmen maaşları gerçekten de milletvekili maaşları ile aynı olmuş mudur? ya da, en azından, bu iki meslek grubunun maaşları birbirine yakın düzeyde midir?

    bu sorunun cevabı, maalesef kemalistleri mutlu edecek türden değil. zira, mustafa kemal'in ikidarı döneminde öğretmen maaşları milletvekili maaşlarından çok daha düşük seviyelerde oldu. (bu konuda nisbeten detaylı bilgi için bkz.: http://haber.stargazete.com/…odeniyordu/yazi-734276)

    özetle, bu konu, sırf siyasi bir figürü ululama adına ortaya atılmış bulunan ve doğru olup olduğuna bakılmadan yaygınlaştırılan bir diğer şehir efsanesinden başka bir şey değil. bu gibi şehir efsanelerine itibar edenlerin ortak yönü ise şu: bilgi kavramına yabancılık.

    halbuki insan merak edip bir sorar, "bunu söyleyen siyasetçinin kendisi acaba devletten ne kadar maaş alıyordu?" diye. (bkz: atatürk'ün maaşı/@derinsular)

    tema:
    (bkz: mustafa kemal atatürk/@derinsular)
31 entry daha
hesabın var mı? giriş yap