• antika satan ya da antika meraki olup onlari toplayan kimse .
  • çukurcuma'da bolca bulabileceğiniz kişi.
  • (bkz: antik acilar)
  • aclan büyüktürkoğlu tarafından yönetilen ve ilkbahar 2013'te seyirciyle buluşması beklenilen film.
  • ahşap, kahverengi kapı her açıldığında üzerindeki minik çan çalıyor, bu sese yaz aylarında bungun hava ile birlikte tozun kokusu, kış aylarında buz gibi hava ve kimi zaman da döne döne uçuşarak içeri giren kar taneleri eşlik ediyor. bazen oyun bile oynuyorum burada....

    devamı için;
    http://tcyx.blogspot.com.tr/…03/antika-dukkani.html
  • öze dönüşün başlangıcı meslek kolu.
    insanlığın materyalist anlayışla beraber folklorik öğelerinden koptuğunu görüyoruz. kalaylı kaplar kalaycı kalmadığı için bir şişe şarap parasına eskicilere satıldı. antikacılarda yaşaması gereken pek çok retro öğe hurdalıklarda geri dönüşümü bekliyor.
    geçmişimize sahip çıkamazken, sahip çıkmaya namzet tek unsur antikacılardır. hayatın ritmini tutturacak yegane meslektir.
  • seçkin ürün ve müşteri portföyüne sahip eskici.
  • aile büyüklerinden kalan antika eşyalarımızı sattığımız müesseseler. bizimkilerden kalan antika kitap ve plakları evdenantikaalanlar.com adresinden ulaştığım antikacıya sattık. evimize kadar geldiler ve ödemelerini yaptılar. piyasaya göre oldukça yüksek para verdiler. bu işlerde satarken yükse istiyorlar ama alırken epey düşük fiyatlar veriyorlar. velhasıl antikacının da dürüstüne denk gelmek gerek.
    (bkz: cemiyet antika)
  • bahadır yenişehirlioğlunun bir romanı.
    uzun zamandır ilk kez bir roman, böylesi içime dokundu, bu kadar bana dair şey buldum içinde. okurken içim kıyıldı, keyif almadım, bitsin artık dedim, kendimle yüzleşir gibi oldum bazı açılardan.
    gidememek, sevgiyi yok etmek, takip eden geçmiş, eksik kalmışlık duygusu.
  • ing. antiquarian, lat. antiquarius: antik eserlere, arkeolojik ve tarihi alanlara, olaylara, adet ve geleneklere veya tarihi arşivlere, el yazmalarına ilgi duyan ve bunun ötesinde, araştıran, inceleyen ve okuyan kişiler için kullanılan bir terimdir aynı zamanda.

    aslında 19. yüzyılın sonunda arkeoloji, sanat tarihi, nümizmatik, filoloji gibi disiplinlerin ortaya çıkışını, doğuşunu bu 'antikacılara' borçluyuz diyebiliriz. bu dönemi izleyerek bu terim, bir nevi anlam eksilmesi, tabiri caizse anlam "çürümesi" yaşamış gibidir. ve antikacı terimi alışık olduğumuz üzere daha çok nadir, koleksiyon değeri olan antika kitap ve eserleri toplayan, ticaretini yapan kişileri ifade etmek için kullanılır olmuştur. avrupa ve amerika'da köklü ve saygın 'antika' dernekleri, kulüpleri yaşamaya devam etse de, günümüzde kelimenin hakkını veren, ilgi duyduğu alanda kitap, belge, el yazması, eser vb toplayan koleksiyoncular belki de bu anlam değişimi nedeniyle kendini antikacı olarak isimlendirmez olmuştur artık.
hesabın var mı? giriş yap