• islamiyet öncesi arap toplumunda putlar. yerel inanışların anaerkil kökeni ile de ilgili olabilir. en bilinenleri lat uzza menat isimli putlardır. şeytan ayetleri'ne de konu olmuşlarıdr.

    bu isimde bir kitap çıkıyormuş piyasaya. yazarı bir türk. nedim gürsel. anladığım kadarı ile lat uzza menat isimli putların ağzından islam'ın kabul edilişini ve yayılışını anlatmış. tamamen islami kaynaklardan yazdığını, selman rüşdi gibi provokatif olmadığını söylüyor. ilk başta romanı "vahiy ve muhammed’in libidosu" üzerine kurmayı düşünmüş, sonra vaz geçmiş.

    hürriyet'te bir röportaj var yazarla. röportajda dikkati çeken bir hata var. artık yazar mı öyle dedi, yazıya geçiren mi öyle yaptı bilmiyorum ama hz. muhammed'in "bana yalnızca ayşe ileyken hadis geliyor" dediğini yazıyor. ancak islami terminolojiye göre bu yanlış. hz. muhammed'e hadis gelmez. vahiy gelir.

    http://www.hurriyet.com.tr/…02.asp?gid=229&sz=19968
  • yazar aziz nesin, salman rüşdi’nin tüm dünyada yankı yaratan, arap ülkelerinde yasaklanan ve yazarı hakkında “ölüm” fetvası çıkarılmasına bile neden olan “şeytan ayetleri” kitabını türkçe’ye çevirtmek istediği için, türkiye’deki ‘tutucu’ kesimin hedefi olmuştu. kitabın çok kısa bir bölümü türkçe’ye çevirilip aydınlık gazetesinde yayınlanmış, tepkilerin sonucu, 2 temmuz 1993 tarihinde, sivas’ta düzenlenen pir sultan abdal şenlikleri’ne katılanlardan 35 aydının madımak oteli’nde yakılarak öldürülmesine kadar gitmişti.

    nedim gürsel' de türkiye'nin ister iç ister dış ilişkiler yönünden gergin olduğu dönemde aziz nesin gibi zorlu bir işe başvuruyor..
    umarım insanlarımız kitabı sanatsal çerçevede yorumlayarak değerlendirirler..
  • henüz bitirmediğim için hakkında fazla konuşamayacak olsam da, bir şeyler söylemezsem çatlayacağım kitap. (gerçi bir şehiriçi otobüs seyahatinde bitecek kadar az kaldı okumadığım.)

    insanlar tanrı'ya inanmayabilir. inananlar da ağır sorgulama süreçlerinden geçebilir.
    hele ki bir çocuğun, o kadar dini kurlı öğretiyi vs. kabul edip içselleştirmesi iyice zordur; en azından iyice zor olması gerekir.
    ama bunların hiçbirini hiçkimse oturup anlatmaz, yazmaz, hatta neye inanmadığını araştırmaya bile tenezzül etmeyen yani anlatacak bir şeyi bile olmayan çok fazla insan vardır.

    işte nedim gürsel, bilmiyorum ateist midir ama hem bir çocuğun hem de son derece inançlı bir gazinin gözünden bakmayı başarmış ve şahane bir inanç sorgulaması okutmaktadır bize.

    her zaman düşündüğüm şudur ki, bu kadar ağır sorgulamalardan geçmemiş bir inanç koftur, temelsizdir, dogmadan ibarettir. ve insanın mutlaka ama mutlaka, inancını "seçmiş" olması gerekir. seçimini temellendirme sürecindeki biri olarak, bu eserin çok faydasını gördüğümü çünkü söylediklerinin çok ağır olduğunu, tekrar ediyorum, güzel tarafının da işte bu ağır dili olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim.

    hissettirdiği şiddeti atlatmak için ken'an rıfai'nin mesnevi şerhi'ne duyulan ihtiyaç had safhadadır.
  • hakkında başlatılan soruşturmada takipsizlik kararı verilmesinin ardından beyoğlu 2. ağır ceza mahkemesi'ne yapılan itiraz sonucunda nedim gürsel hakkında "halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme ve halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri aşağılama" suçundan dava açılmasına neden olan kitaptır.

    gürsel kitabı dedesi ahmet nedim tüzün'ün anısına adamıştır.
  • (bkz: valkyrie)
  • bu kitabı okuduğunuzda şaşıracak, her şeyi yeniden sorgulayacak, ne çok şeyi bilmediğinizi göreceksiniz. eğer buna hazır değilseniz, okumayın derim.
    --- spoiler ---

    hz. muhammed eşi ayşe* ile çıktığı bir seferde, konaklanılan yerde ayşe unutulur. safvan isimli, sefere katılıp geriden gelen bir gözcü ayşe'yi bulur. sonrasında neler olduğu bilinmez ama bir dedikodu yayılır. safvan ile ayşe arasında bir şeyler oldu diye. hz. muhammed bu söylentilere çok üzülür. ayşe'yi babasının evine mi yollasın, yoksa yüreğine taş basıp örtbas mı etsin? ne yapacağını bilemez. sonunda, böyle çaresiz, böyle kahrolmuş bir durumda içi içini yer, zihnini kurt kemirirken her zamanki gibi cebrail imdadına yetişir. ve ayşe'nin suçsuz olduğunu şöyle ilan eder cümle aleme:

    "muhammed'in eşine o yalanı uyduranlar içinizden bir güruhtur.(...) o kimselerden her birine kazandığı günah karşılığı ceza vardır; içlerinden elebaşlık yapana ise büyük azap vardır. onu işittiğiniz zaman, erkek kadın müminlerin, kendiliklerinden hüsnü zanda bulunup da "bu apaçık bir iftiradır" demeleri gerekmez miydi? işte bunlar, şahit getirmedikçe allah katında yalancı olanlardır. (...) allah bilir, siz ise bilmezsiniz."

    --- spoiler ---
  • nedim gürsel'in kullandığı deyim ve atasözlerini toplayıp birkaç ciltlik sözlük basmak istediğim kitap. böylesine belagatlı yazan yazarlara pek sık rastlanmıyor doğrusu.
  • bir nedim gürsel romanı.
    geçen sene okumuş daha ilk sayfalardan itibaren çok beğenmiş kaptırmıştım kendimi. bununla beraber tarifi imkansız karmaşık duygular hissetmiştim. sanırım tekrar okuma zamanı geldi.
hesabın var mı? giriş yap