392 entry daha
  • emperyalizmin uşağı olmuş, abd ve feto tarafından desteklenen kalemşör

    (bkz: hasan cemal)
    (bkz: neoliberalizm)
    (bkz: sömürgecilik)
    (bkz: din toplumların afyonudur)

    ve tümünün panzehiri olarak:

    (bkz: mustafa kemal atatürk)
    (bkz: bağımsızlık ve özgürlük benim karakterimdir)
    (bkz: hayatta en hakiki mürşit ilimdir, fendir)

    ve fetoşlar için bonus olarak:

    (bkz: egemenlik kayıtsız şartsız milletindir)
  • bugün taraf gazetesinde yazdığı yazıyla osmanlı'dan bugüne, tüm bir cumhuriyet dönemi dahil olmak üzere olan bitenleri bambaşka bir açıdan yorumlamış yazardır.

    "demokrasi, insanın her şeyden daha önemli ve kutsal olması anlamına gelir, demokrasi olsaydı, meclis lojmanlarına, orduevlerine, memur kamplarına, atatürk heykellerine harcadığınız parayı elazığ köylerine harcamak zorunda kalırdınız, kerpiç evlerin içinde sabaha karşı yıkılan duvarların altında ezilerek ölmezlerdi."

    harika bir toplumsal eleştiri içeren yazının tamamı için bakınız:

    http://www.taraf.com.tr/makale/10358.htm
  • son taraflı yazısını okuyan da, fethullah hoca gelince köylerdeki kerpiç evleri yıktırıp yerine sağlam, çiçekli, bahçeli evler yaptıracak sanır.
  • çok usta bir demagog... lafın başından girip kıçından çıkıp sonunda lafın kıçını yüzüne benzetiyor...
  • onu bunu bilmem de bu adamın her yazısında en az 20 tane soru işareti oluyor. sanırım bazı şeyleri anlamada ya da kabul etmede sorun yaşıyor olabilir.
  • harbiden her boku bildiğini zannedip gerizekalıca yorum yapan cahil "aydın" kitleden tiksindirmiştir.
  • ''demokrasi olsaydı, meclis lojmanlarına, orduevlerine, memur kamplarına, atatürk heykellerine harcadığınız parayı...'' falan filan demiş. hoş demiş tabi pek bir liberal pek bir demokrat bir o kadar da dobra bir ''aydın'' sanıcaz kendisini...

    bu ülke kaç senedir akp tarafından yönetiliyor acaba? peki bu siyasi parti cumhuriyeti, demokrasiyi, türkiye'nin kurumlarını oymak yerine neden bunlarla uğraşmamış acaba diye sormuyor? lojman diyor, atatürk heykeli diyor... özelleştirilen onca şeyin parası nerde demiyor?

    merak ediyorum mesela unutmuş mudur yazısında dile getirmeyi, yani aklına gelse yazar mıydı, sayın gül ile erbakan'ın cukka ettiklerini?

    git işine demek istiyorum. bu kadar utanmazca kimi yiyorsun diyorum? niyetiniz ortada diyorum kendisine...

    demogoji yapıp her durumdan nemalanmaya çalışırlar, baba liberaldir ama yeri gelince sosyal demokrat olurlar, başarınca milleti kandırmayı hop cukka, durmak yok milleti sikmeye devam... bilmiyoruz sanki?
  • ciddi anlamda çok merak etttiğim bir konu var. ahmet altan, taraf gazetesinde siyasi içerikli yazılar yazıyor. yazılarının içerdiği siyasi görüşten bağımsız olarak, kötü yazıyor. siyasi geçmişi aşk romanlarındaki duygusal entrikalardan ibaret bir yazar için normal olabilir bu, bunu da anlarım. ama kötü yazmakla kalmıyor, eğiyor, büküyor, çarpıtıyor. e niyetini bilince bunu da anlıyorum.

    ama çıkıyor ahmet altan, kendi kötü yazma standartlarından bile çok daha kötü, kendi çarpıtılmış yazılarından bile çok daha çarpıtılmış bir yazı yazıyor. ondan sonra fırlıyor birkaç tane eleman ortaya:

    "harika bir toplumsal eleştiri!"
    "bambaşka bir bakış açısı!"
    "üstad yine döktürmüş!"

    valla bak, çıkıp "biz de farkındayız bunun kötü ve gerçekleri çarpıtan bir yazı olduğunun, ama karşı cenahı kızdırmak hoşumuza gidiyor" derseniz, inanın onu da anlarım, o derece anlayışlıyım. ama çıkıp bir ahmet altan yazısı için bunları gerçekten öyle düşündüğünüz için söylüyorsanız, sizler için üzülmekle birlikte, ne içtiyseniz ondan kesinlikle istemiyorum, resmen bad trip yapmış.
  • son yazısını copy-paste yapıp, altına yılmaz özdil imzasını basıp nete salmayı planladığım kişi.

    ondan sonra görelim yorumları... pabucumun aydınları.
  • 3-4 yıl önceydi, daha cumhuriyet mitingleri falan olmamış, 2007 seçimleri yapılmamıştı. üniversite rektörleri çokluk sezer'in seçtikleriydi. normalleştirilmemiştik henüz.

    meslek içi eğitim kapsamında polat gülkan şehirde bir seminer vermişti. 1996 tarihli deprem bölgeleri haritasından bahsetmişti. 1972 tarihli eskisinde eksiklikler olduğundan, bunların düzeltildiğinden, kendisinin de yenisinin hazırlanmasında görev aldığından bahsetmişti. seminer sonrasındaki yemekte birkaç dinci meslektaşın konuşmasına kulak misafiri oldum. artık anlatılanları nerelerinden anladılarsa eski haritayı da (ki ondaki hatalar da o zamanın bilgi birikimiyle normal sayılabilir) hocanın yaptığını zannedip "ya bak işlerini yapacaklarına türbanla uğraşıyorlar, böyle oluyor. haritayı yanlış hazırlamışlar" mealinde bir şeyler söylediler.

    ahmet altan'ın mantığı da budur. kendisi artık olmuştur, tam kıvama gelmiştir.
2582 entry daha
hesabın var mı? giriş yap