• ezginin günlügü'nün delice zeytin adlı şarkısında yer alan bir mısra. sevenler birbirlerine, çevrelerine, her gördüklerine hülyalı bakışlar atarken bu sözü söylerler: aşkını bir elbise gibi giydim üzerime, güzelleştiriyor bu aşk beni, aşk güzel ediyor her şeyi.
  • bu nasıl bir yalandır böyle. aşk her şeyi güzelleştirmez, aksine insanı derin bir karamsarlığa iter, üzüntüye boğar.
  • aşık olan insanın etrafı pespembe ya da uçuk mavi görmesinin nedenini açıklayan cümle.
  • bir değişik hali için (bkz: aşk her şeyi affeder mi)
  • aşık olunan kişinin hakkını yiyen cümledir bu. zira sadece aşk her şeyi güzel edebilseydi ne işi vardı dünyada ki nice bu çirkinliğin. sadece aşkın güzel edebilme ihtimali olmuş olsaydı bir nesneye duyulan aşk bile yeterdi insana. yettirebilene bir şey demiyorum, yolu açık olsun, zira ben masamı çok sevip ona aşık olmama rağmen eksik gibiyim.
    güzel olması aşktan ziyade aşık olunan kişinin elinde olan bir şey. hakkını yemeyin garibin.
  • aşkın gözü kördür
    fırat'ın bir yakasında yaşayan bir delikanlı ile öbür yakasında yaşayan güzel bir kadın varmış. birbirlerine aşık olmuşlar. delikanlı her gece fırat'ın sularında yüzerek karşı yakaya geçer sevgilisine ulaşırmış. şafak sökmesine yakın delikanlı sevgilisine öpücük kondurup fırat'ın azgın sularına girip öbür yakaya geçermiş. bu gecelerce böyle sürüp gitmiş.
    yine bir gece delikanlı fırat'ı geçip sevgilisinin yanına gitmiş. şafak sökerken delikanlı veda öpücüğünü vermek üzere kadının yanına sokulmuş, kadına dikkatle bakarak;
    - senin bir gözün ama mıydı !
    demiş. kadın o zaman delikanlıya bakarak;
    - sen sen ol sakın ola bugün fırat'a girme
    demiş. delikanlı kadından ayrılmış , fırat'a girmiş ve yüzme bilmediğinden boğulup ölmüş. bizim delikanlı gerçekte yüzme bilmiyormuş, duyduğu aşk yüzünden onun gücü sayesinde fırat'ı geçermiş.
    o aşk bitincede....
hesabın var mı? giriş yap