18 nisan 2010 fenerbahçe beşiktaş maçı

• (bkz: vidanjor bilica eşliğinde fenerasyon çalışıyor.)
• sonucunda fenerbahçe galip gelmiştir ama şampiyon olmamıştır.
  ben zaten fenerbahçe'nin şampiyon olabileceğini sanmıyorum. tüm maçlarını alsa bile bursaspor'un hem gs'yi hem de bjk'yi rahat yeneceğini düşünüyorum.
  yani bu maç vesilesi ile bursaspor'un şampiyonluğunu şimdiden kutluyorum. bu maç sadece şampiyonlar ligine gidecek takımı biraz belli etmiştir..
• iki takımda kötü oynadı. ilk yarı guiza ve alex girdikleri pozisyonu değerlendirseler maç çoktan kopacaktı. beşiktaş'a bu yüzden şansımız tutmuyor galatasaray'a 2 pozisyona girip 3 gol atabiliyoruz ama bu beşiktaş'a bir türlü olmuyor bi şekilde kaçırıyoruz. hakem katletti maçı iki taraf içinde yanlış kararlar verdi.
  
  sözlükten anladığımız kadarıyla beşiktaş'ın mağlup olmasının tek nedeni bilica'nın açtığı çukurdur. yoksa beşiktaş mükemmel oynadı en az 3 tane yüzde yüz gol kaçırdı. bilica'nın yaptığı çok gereksizdi ama beşiktaş takımının çıkardığı kadro, ilk yarı kaleye bile yaklaşamaması maç boyunca bir tane pozisyona girememesini bırakıp sadece çukuru yazıp, konuşması acizliktir
• "emek sinemasının feneri sönmesin" pankartının açıldığı maç.
  
  ahan da linki : http://tweetphoto.com/18966056
• aylardır izlediğim birçok maçı baz alarak yarısında mide bulantısından izlemeyi bıraktığım futbol müsabakası.
• futbol maçlarında çok hayvanlık gördüm ama bu maç sırasında şahit olduğumuz olay, futbolda yapılabilecek hayvanlıklar algılamasında bir çığır açtı.
  bilica denen eleman, penaltı noktasını oydu yahu. bir ara cebinden kazma çıkarıp oymaya devam edecek zannettim. gitti geldi kazı çalışması yaptı. işi bittiğinde o çukura çiçek ekilebilir duruma geldi. keşke ekselerdi.
  hakem ise bu olaya karşı gayet adam sendeci, gayet bananeciydi.
  sonra leblebi dağıtır gibi kırmızı kart dağıtmaya başladı. hakem bugün kendi içinde tezatları yaşadı.
  misal fabian ernst'in kırmızı kart gördüğü pozisyonda ben bir dirsek darbesi görmedim. emre adama kafasını uzatıp sonra yerlere serildi. zannediyorum düşen kişi emre olduğu için de bu kadar ön yargılı olabilirim. fırsattan istifade belirteyim, sevmiyorum seni emre, çok gıcıksın. ben hakem olsam ve maçta sana kafa göz dalsalar endirekt serbest vuruş bile vermem, o derece. neden sana bu kadar gıcık olduğumu da hatırlamıyorum ama, bir kaşık suda boğulacak insanlar listemdesin.
  neyse, hakem ve bilica bir tarafa, benim mustafa denizliye bir çift lafım var, holoskoyu maç bittikten sonra sahaya sürmen çok akıllıca bir hareketti gerçekten. gol burlma noktasında kabız olmuş beşiktaşın ne ihtiyacı olacak değil mi holoskoya. sahanın temizlenmesinde ve penaltı noktasına maç sonrası çiçek ekilmesiyle görevliydi heralde kendisi.
  beşiktaş ilk yarı yok gibi oynadı, ikinci yarı biraz toparladı gibi oldu, maçın sonlarına doğru ortam gerildi, herkes gerildi, oyun yeniden sapıttı. alex'in soyunma odasından çektiği şutla gelen golün etkisi elbetteki büyüktü. 1-0 malup başlanan maç, şok etkisi yarattı. ayrıca alex gol atınca neden topu formasının içine sokuyor? nedir bu futbolcuların hamilelik ve bebek temalı gol sevinçleri?
  beşiktaş savunması çok zayıftı, garibandı resmen. bobo kendi çapında ileride çırpındı ama çapı belli işte adamın ne yapacaksın.
  velhasılı, beşiktaş fenerbahçeyi yenebilecek bir futbol ortaya koyamadı, dolayısıyla sahadan boynu bükük ayrılması sürpriz olmadı.
• birgün acısının fena çıkacağı maç. gün gelir devran döner arkadaşlar. bilica ve emre'yi de eleştirebilecek kapasitede ki fener'li arkadaşları tebrik ediyorum, diğerlerinin canı cehenneme.
• son haftaların formda takımı beşiktaş'ın fener'e fazla pozisyon vermediği maç oldu sonuç olarak. beşiktaş seneye çok can yakabilir.
  n'olursa olsun, lige renk kattın beşiktaş. teşekkürler..
• kupa özürlü takımın hakemi de yenerek kazandığı maç.
  aynı takımın kazanarak kupa aldığı başka bir örnek
  (bkz: 2 ağustos 2009 fenerbahçe beşiktaş maçı)
• maçtan önce yazdık. beşiktaş'ın kesinlikle kazanması gereken bir maç diye. ve bu yüzden beşiktaş'ın kazanamayacağını da yazdık... nedeni çok basit. beşiktaş savunma yapmaktan başka bir şey bilmiyor. mustafa denizli de bunun farkındaydı ve tamamı savunma oyuncularından kurulu bir takım çıkardı sahaya. hedefi gol yememekti ve arada bir tane bulursam işi götürürüm diye düşünmüştü. ama alex, mustafa denizli'nin bütün planlarını altüst etmeyi başardı attığı harika golle. aslında maç da orada bitti. bu beşiktaş'ın, fenerbahçe'ye bu kadroyla gol atması zaten mucizeydi. düşünün bi kere, beşiktaş'ın adam gibi yalnızca 1 şutu var koskoca maç boyu. o da penaltı zaten. fenerbahçeli oyuncular az daha becerikli olabilseler 2-3 gol daha atabilirlerdi...
  
  bakıyorum da hakeme giydirmeler başlamış hemen. evet doğru, hakem çok kötüydü. beşiktaş'ın penaltısını vermedi. ama verdiği penaltı da kesinlikle tartışılır ki bana göre değil... faullere bakıyorum; beşiktaş lehine çalınan fauller, fenerbahçe lehine çalınanlardan 2 kat daha fazla. hakem nasıl feneri tutmuş, anlamıyorum. kartlara bakıyorum; kırmızı kartlar normal, sarı karlarda da bir anormallik yok. hatta selçuk'a gösterilen kart tartışılabilir. ofsaytlara bakıyorum; iki takım aleyhine de yalnızca birer bayrak kalkmış. güiza ve ibrahim üzülmez normalde ofsayt değildiler.
  
  şimdi tüm bu kararlardan sonra, fenerbahçe'nin galibiyetini ya da başka deyişle beşiktaş'ın mağlubiyetini hala hakeme bağlayanlar bi zahmet hazmetsinler... maçtan önce çok konuşan beşiktaşlılar vardı, elbet konuşacaklar tuttukları takımı, lafımız yok ama sokma, çakma, koyma muhabbetleri dönüyordu.. neye güvenerek konuşuyorlardı bu şekil mantığım almadı. sahadaki beşiktaş kadrosuna mı, yoksa mustafa denizli'ye mi.? arkadaşlar uyanın artık, bu oynadığınız topla, 2 gün maç yapsak yine kazanamazdınız...
  
  bir de en çok merak ettiğim olay, acaba mustafa denizli maçtan sonra yine "şampiyonluk şansımız devam ediyor bik bik.." diye konuştu mu.? izleyemedim de maç sonrasını, merak ettim...
  
  sonuç olarak; fenerbahçe dev bir adım daha atmıştır şampiyonluk için. gerisi hikaye...