62 entry daha
  • (bkz: vay vay vay vay çantaya bak)

    o değil de, bu mayın planını yapan, çantayı oraya koyan tek basamaklı iq sahibi sanırım. ordu böyle bir şey yapsa üzerinde "hakkari hatırası" yazan çanta mı kullanır ?
  • patlamadan sonra ele geçirilen mayınların savcı gördükten sonra "imha edildiği" söyleniyor. hakkari news sitesi resimlerini koymuş: http://www.hakkarinews.com/news_detail.php?id=5902
  • bu hain saldırı açık ve nettir ki barışı istemeyen dış güçlerin işidir. yoksa 2 saat sonra olacak olan toplantı öncesinde neden böyle bir saldırı olsun.
  • bu katliam, alternatif eylemler icra etmek ve çok yönlü bir politika yürütmek amacıyla, pkk'ya paralel bazı yapılanmalar yaratan ve kontrol eden bir üst güç tarafından yaptırılmış da olabilir. durum onu gösteriyor.

    böylesine vahşet dolu bir bombalama eylemini yapmaya muktedir bir oluşum, şüphesiz ki iki minare arasına gerilen ışıklı yazı levhası asar gibi, mahya koyar gibi "x tugayı hatırası, bilmemne taburu" türü bir amatörlüğün içine girmeyecek kadar da beceri sahibidir, takdir edersiniz. hem bombalama eylemine "üstünde askeri birlik adı ve amblemi yazılı çantalarla gitmek de nedir" allahaşkına? bu saçmalığın bile bilerek yapıldığı, o çarşaf çarşaf izlerin sonradan olay yerine gelecek olan kürtler için bırakıldığı, tam olarak kürt halkını galeyana getirip provoke etme niyeti taşıdığı çok belli değil mi?

    malumunuz burada, türk silahlı kuvvetleri hedef tahtasına iliştirilmek istenmiş. siyasi iktidarın yıpranması, kürtlerin isyan ederek devlet güçlerine saldırması arzu edilmiş. nihayetinde bir iç savaş temennisiyle bu saldırıya yol verilmiş. tıpkı daha evvel hatay'da yapıldığı gibi. daha önce de türklerin kürtlere saldırması ve etnik bir çatışma çıkması öngörülmüştü ama yangına dönüşmeden söndürülmüştü, hatırlanacağı gibi: (bkz: 26 temmuz 2010 hatay saldırısı)

    konuyla ilgili ayrıntılı bilgi veren aşağıdaki yazıyı da okumanızı öneririm:

    ~
    "son günlerde yaşadığımız terör eylemlerinde pkk'nın taşeron olarak kullanıldığı söyleniyor. bu, bir güç odağının pkk'ya bir eylem yaptırması ve bunun karşılığında pkk'ya maddi ya da siyasal destek sağlaması olarak algılanıyor. oysa durum bundan farklıdır.

    pkk belirli bir merkezden yönetilen, belli bir hiyerarşisi olan bir örgüt olmaktan çıkmıştır. türkiye'de eylem yapan güç odakları pkk'ya paralel bazı yapılanmalar oluşturdular ve bunların yaptıkları eylemlere pkk damgası vurdular. bununla pkk'nın eylem yapmadığını söylemiyorum ama eylemlerin önemli bir bölümü bu paralel yapılar tarafından gerçekleştiriliyor.

    durumu bir örnekle açıklayabiliriz. türkiye'de, belli bir siyasi sonucu elde etmek isteyen bir a ülkesinin olduğunu varsayalım. bu güç örgüt tabanından ya da aynı biçimde algılanan kişilerden bir çete kurar. bunları örgütün ideolojisiyle şartlandırmanın yanında maddi imkanlar da sağlar. bazen örgütün yönetiminin davaya ihanet ettiğini söyler. maddi destek ve ideolojik yönlendirmenin etkisindeki çete istenen eylemleri yapar. onlar yaratılan ortamın hangi siyasi sonuç doğuracağını bilmez ve ideallerle süslenmiş çıkarları yönünde eylem yaparlar. hedef iktidarı yıpratmak, iç çatışma çıkarmak ya da bu çatışmanın yarattığı ortamda bir dış müdahalenin yolunu açmak olabilir. eylemciyle planlayıcı arasında, hedef açısından, hiçbir benzerlik yoktur.

    bunun en iyi örneği bingöl'de 33 erimizin şehit edilmesidir. pkk'nın ateşkes ilan etmesinden kısa bir süre sonra gerçekleşen eylem çatışmaları yeniden başlattı ama pkk yönetimi olayı üstlenmedi hatta eylemden sorumlu tutulan şemdin sakık örgüt tarafından idama mahkum edildi. bu örgütte bölünmeler sağlayarak bir bölümünü kontrol etmenin bir örneğiydi.

    bu model el-kaide için de geçerlidir. dünyanın birçok yerinde bu örgüte mal edilen birçok eylem gerçekleşmiştir. ancak büyük bir gücün bile planlamakta zorlanacağı bu eylemleri dünyanın tüm istihbarat örgütlerini atlatarak yapıldığını düşünmenin ne kadar gerçekçi olduğu sorgulanmamaktadır.

    türkiye'de eylem yapan ve taşeron yerine paralel örgüt demeyi tercih ettiğim birden fazla yapılanma olduğunu düşünüyorum. bu örgütlerin kime hizmet ettiğini eylemlerinin sonuçlarının hangi gücün politikasına hizmet ettiğini değerlendirerek anlayabiliriz. son eylemler türkiye'nin çok yönlü hale geldiği için yönsüz sayılan dış politikasına bir tepki olabilir ve iktidarı hedef alabilir. türkiye'nin kuzey ırak'a müdahalesi için gerekçe yaratmaya yönelik olabilir.

    türkiye'deki kürt siyasetçiler halk arasında beleşçi olarak tanımlananlar konumundadır. planlamadıkları, herhangi önleyici ya da teşvik edici rollerinin olmadığı eylemlere sahip çıkarak siyasi rant sağlamaya çalışıyorlar. şunu bilmeleri gerekir ki bu eylemleri arkasındaki güç odakları onları ciddiye bile almaz.

    bir eylemi yapanların kapasitesini anlamak için simülasyon yapmalı yani benzer bir olayın nasıl gerçekleşebileceğini incelemeliyiz. o zaman bunların eğitimsiz, sıradan insanlar tarafından değil, her türlü istihbarat ve teknik desteğe sahip, akıllı merkezler tarafından planlanıp sıradan insanlara yaptırılan eylemler olduğunu görürüz."

    mahir kaynak, (taşeronluk nedir?)
    ~
  • olayın içyüzünü tam olarak bilmiyorum ancak iki taraftan gelen açıklamaların da daha doğrusu komplo teorilerinin de karşılık bulamadığı ya da doğrugibi gözüktüğü noktalar mevcut. bu açıdan bugünden ne pkk ne de devlet işidir diyemeyeceğimiz bir olaydır. ancak çok da uzak olmayan bir şemdinli olayı var hafızalarımızda ve bir de eylemin sonucu ne olursa olsun üstlenen bir örgüt. diyarbakır'da askeri araç yerine dersane önündeki servis aracını bombalayan da pkk idi ve o eylemi de sahiplenip "hedef o araç değildi" demişlerdi. bu noktalardan bakında bdp'nin eylemi kınaması, pkk'nin hiçbir şekilde üstlenmemesi durumu bir derin ordu işi noktasına götürüyor. he bu adamlar şimdi ağızlarıyla kuş tutsalar biz yapmadık deseler kim inanacak o ayrı ama görünen o ki bu iş daha çok tartışılacak.

    not: kim yapmış olursa olsun, ölen 10 insanımıza-canımıza yazık oldu. ailelerine sabır dilemekten başka elden bir şey gelmiyor.
  • diyarbakır sokaklarında, beyaz eşya bayilerinin önünde dün akşam saatlerinde kalabalıklar vardı. gözucuyla baktık şöyle, tv'lerden verilen bir haberi izliyor insanlar. ilk an anlamadık, yakınlardaki bir ocakta iş makinalarını yakmışlardı ocak sahipleri referandumu boykot etmedikleri için, onun haberi sandık. ondan sonra öğrendik ki, 15 aylık bebeğin bacağı kopmuş, kimi bedenler 200 metre ötede bulunmuş, meraklı ahali yakınlardaki sırt çantasında bulunan iki patlamamış mayını muhabirlere göstermeye çalışırken kargaşa çıkmış, jandarma taşlanmış, istanbul'da bdp'liler ve akp yetkilileri / hükümet üyeleri bir araya gelecekken görüşme iptal edilmiş, olay provokasyonmuş, asker yapmışmış, pkk sözünü tutmamışmış...

    çıksam şimdi ofisimden, 3-4 saate kalmaz o patlama noktasına ulaşmış olurum. arabamı bıraktığım otoparktaki 16 yaşındaki delikanlı sorar "abey, nereye gidiysen?" diye, anlatırım, "patlama olmuş, insanlar, bebekler ölmüş. başsağlığı dileyecek, bir dua edip geleceğim." derim, o da başını eğer der ki "he, gene bebekler ölmiştir... benim de yaşasa ablam olacaktır ama onu da vurmuşlardır kardaşım gibi... biz ondan sonra diyarbakır'a gelmişiz, ben ufaktım hatırlamam." sonra gitmeden bir çay ısmarlar bana, bir batılı olarak onunla ilgilendiğim, ondan bir selamımı esirgemediğim, siyasetçi nutukları benzeri konuşmalar yapmak yerine en temel düzeyde insani bir iletişim yakalamaya çalıştığım için kendini bana yakın hissettiğinden.

    sorun bunun hem çok ötesinde, hem de bundan ibaret aslında. ölenler sizin çocuklarınız olsaydı ne hissederdiniz gibi yavanlaşmış bir soru sormayacağım, çünkü analarını bilemem ama "nasıl olsa arkasında daha 7 tane var." diyen babalar biliyorum burda. göğsünü gere gere camiidekilere doğum kontrol yöntemlerini kullanmamalarını tavsiye eden, böylece çoğalıp her yere dağılmanın hayallerini kuran imamların hikayelerini dinledim ilk ağızlardan. yıllardır siyasetçilerin, asker komutanlarının taziyelerini, hamasi nutuklarını dinliyoruz, pkklı teröristlerin gözdağı vermeye çalışan açıklamalarını okuyoruz... ama ölüp giden canlar her şeye karşın geri gelmiyor, gelmeyecek de. toplum liderlerinin kişisel ya da örgütsel çıkarları nedeniyle bu iş çözülemeyecek bu yolla. aşiret feodalitesinin aşılmasına yönelik uygulamalar hayata geçmedikçe olmayacak. halkın sağduyusu daha fazla, bir partinin ya da kişinin güdümüne girmemiş stk'ların sağduyusu daha fazla. boykot sonuçlarına bakarsak, umutlar ölmesin diye bir umut yakalanmış olabilir.

    her ne kadar bu ülke bölünmeye gidecek olursa kendi memleketime dönecek ve orası için çalışacak olsam da, her ne kadar benim de zaman zaman sivri söylemlerim olsa da, insanların ölümü karşısında tüm ayrılıkları bir kenara bırakabilmek ve birlikte üzülüp birlikte tepki gösterebilmek, insanlığımızın, aklımızın, vicdanımızın, inancımızın gereğidir.
  • mayını döşeyenler pakete bir portatif tahkim edevatı ve kullanma kılavuzu, artı bir de mehmetçik koysalarmış mizansen daha inandırıcı olurmuş.

    şu patlamayı türk silahlı kuvvetleri'ne ihale etmek için birilerinin hummalı ama gayriciddi bir çaba gösterdiğini görmemek için hakikaten ya kör ya da o birilerinin şakşakçılarından olmak lazım.

    pkk'nın kendi içinde bile bütünlük arz etmediği bilinen bir gerçek.

    fehman hüseyin ile murat karayılan arasındaki çekişmeyi hatırlayın. şu an her ne kadar fehman hüseyin hpg'nin başındaki görevinden alındı görüntüsü veriliyorsa da bu adam halen pkk içinde yüksek bir nüfuza ve etki gücüne sahip. gerçekten kestirmekte güçlük çektiğim pis bir oyun dönüyor burada.

    türk silahlı kuvvetleri'nin bu şekilde bir olaya imza atması imkansız. ergenekon yapılanması iması yapanlara ise vardıysa bile hangi ergenekon yapılanması kaldı dışarıda sorusunu sormak istiyorum. bu kadar kör gözüm parmağına tarzında kim eylem yapar? cidden bir durup düşünün.

    politikalarını doğru buluruz yanlış buluruz, orası apayrı bir konu, ancak hükümet kürt sorununda karşısına muhatap olarak legal bir siyasi hareket olan bdp'yi almak istiyor. tabanına anlatması imkansız olduğu için ise pkk ile konuşuyor, onları muhatap alıyor görüntüsü vermekten ölümüne korkuyor. bu durum pkk'nın işine gelmiyor. bdp'nin kendisini pkk'dan kurtarmış bir şekilde siyasi mücadele yürüten bir yapıya geçmesi pkk'da çok büyük kan kaybına sebep olacağı endişesi örgütün dengesini bozuyor. bu durum pkk karşıtı kürt sayısının fazlaca artmasına sebep olacağını en iyi aslında örgüt biliyor.

    bu endişenin pek dikkat çekmeyen bir başka dışavurumu ise 11 eylül 2010 günü yaşandı. referandumu boykot etmeyeceğini ve evet oyu vereceğini "benim ve kürt halkının başka bir bayrak talebi yok, referandumda evet oyu vereceğim" sözleriyle açıklayan kürt işadamı raif türk'ün diyarbakır'daki mermer ocağı'nın 3 pkk'lı tarafından basıldı, iş makineleri tahrip edildi ve binaları ateşe verildi.

    bilin bakalım bu olaya en büyük tepki kimden geldi? osman baydemir, mermer ocağını yakan pkk'lılara tepkisini "ha diyarbakır büyükşehir belediyesi şantiyesindeki makinelerimiz yakılmış, ha bir iş adamımızın mermer ocağı basılmış, iş makineleri yakılmış. benim açımdan zerre kadar bir fark yok. her fırsatta diyarbakır güvenli bir kenttir gelin yatırım yapın diyoruz. şimdi ben ne diyeceğim? bu itibarla kabul edilemez buluyorum. derhal bunun son bulması gerekiyor" sözleriyle göstermiş.

    pkk içinde de silah bırakılmasını ve siyasete ağırlık verilmesini isteyen gruplar yok mu? elbette var. ancak şu anda sesleri çok cılız. bu tip, sivillere yönelik, türk silahlı kuvvetleri işlemiş görüntüsü verilen eylemler, pkk içindeki şahinlerin amaçlarına hizmet eder. halkı devleti ile karşı karşıya getirir. pkk'nın düzenleyeceği müteakip baskınlara, terör eylemlerine zemin yaratır.

    cui bono be dostlar, cui bono. mevcut ortamda böyle bir terör saldırısı en çok kime fayda sağlar bir düşünün. sonra gelin konuşalım.
  • pkk'nın, askere suç atmak için kabak gibi dağ komando tugayı hatırası baskılı çanta, kkk talimatnameleri, mke yapımı alet edevat bıraktığında kimsenin "oha yok artık bu ne saçmalık" diyeceğini hesap edemediği de gayet açık. o kadar salaklar ki 26 yıldır nasıl çökmediler hayret.
  • daha önce de yapılır yapılmaz faili belli olan bir şemdinli hadisesi vardı, o zaman da bütün olanlar bana garip gelmişti. (bkz: #8513551) bunca yıldır mayın döşeniyor yollara, neredeyse her gün insanlar ölüyor mayın nedeniyle güneydoğuda. benim hatırladığım bir vaka yoktur ki, mayını döşemekle kalmayıp, aynı mayından iki tane, hem de bir asker çantası içinde eşantiyon olarak olay yerine bırakılmış olsun. yetmesin, bunlar saldırının hemen sonrası bizzat yöre halkınca bulunacak kadar kolayda olsun. hemen aklıma uğur mumcu suikasti sonrası yapılan çakma jak kamhi suikasti geliyor böyle olaylarda. suikastçi üzerinde arapça allah yazan bir uzun namlulu silahı olay yerinde bırakmıştı. http://www.tumgazeteler.com/?a=775783 yanlış anlamayın, buradan hareketle derin devlet yapmıştır demek istemiyorum. zamanında iran yapmış sanalım istediler, ona göre delil yaratıp olay yerine koydular, yapan da derin devletti. şimdi de muhtemelen pkk veya yabancı bir gizli servis, tsk'yı hedef tahtasına koymak için veya sırf başlayacağı iddia edilen görüşmeleri baltalamak için böyle kimin yaptığı ilk bakışta belli olmayan bir eylem düzenlediler.
49 entry daha
hesabın var mı? giriş yap