877 entry daha
  • evet de çıksa hayır da çıksa, elbet birinin çıkıp bu başlığın altına "türk milleti gariptir, her lafı kaldırmaz, ibne dersin kızar da, sikersin aldırmaz" şiirini yazacağı halk oylamasıdır.
  • (bkz: #20294346)
  • fifti fiftiye yakın oranlar çıkarak bir fay hattı gibi ülkeyi ortadan ikiye bölecek oylamadır.
  • %57 evet, %43 hayır oyuyla sonuçlanacağını tahmin ettiğim referandumdur..

    edit: zamanın ötesine niye geçer ki? kardeşim tahminim tuttu o kadar..
  • zaten temelden demokrasiyle alakası olmadığını bile bile yarın hayır oyu verecek olmama rağmen oyumun "hayır" olarak sayılıp sayılmayacağı konusunda ciddi şüphem var. böyle bir referandum işte.
  • şu an itibari ile cep telefonuma gelen evet mesajıyla deliye döndüğüm referandum.
    mesaj atan şahısa ağzıma geleni söyledim, kim olduğunu sordum söylemedi, sadece evet dersem geleceğim için daha iyi olacağını belirtti. siktir lan dedim.
  • zerre kadar anlamadığım, 'dağdaki çoban'dan farksız olduğum bir konuda bana akıl danışan adamların uygulattırdığı şey.
    kimse bana oku, araştır filan demesin. okudum, cumhuriyeti de zamanı da, ülkeyi sallamayan, kendi çıkarlarını koruyan ve bu uğurda 'öteki'ne ağzına geleni söyleyen adamlardan başka bir şeyle karşılaşmadım. keşke karşılaşsaydım. yedi yaş altı çocukların oyuncak kavgası uslubu ve mantığıyla dönen güçler savaşı görüyorum yalnızca ve hangi tarafın; m. kemal zekasının, kurtuluş savaşı şehitlerinin vatan sevgisinin, dönem itibariyle 'anarşist' diye yaftalanmış vatanseverlerin * vatan için gözükaralığının ve hatta basketbol takımımız gibi kazanma hırsının* zerre kadarına sahip olduğuna karar veremiyorum. belki de daha acı olan, aslında hiçbir tarafın derdinin vatan olduğuna inanmıyorum.
    beslemeyip asanların varlığını, kanunlarını sürdürmek de; nur cemaati üyelerinin, velilerine telefon açıp istediği oyu vermek de ağırıma gidiyor. evet ya da hayır demiş olmanın hali hazırda kurulmuş bir oyunun piyonu olmaktan farkı yokmuş gibi geliyor bana *. ama hangi tarafın piyonu?
    boş oy vermekle bile dolaylı olarak bir kesimin yanında yer almış oluyoruz. çıkış yok, kapana kısıldık.
    18-30 yaş arasında olanlarımıza* bunca zaman "aman fişlenirsin, dışlanırsın, joplanırsın, kandırılırsın" diye beynimizi yiyen sistem ve adamları**** şimdi gözümüzün içine bakıyorlar onların çıkarlarını koruyan kollayan tarafa yönelelim, taraf olalım ki bertaraf olmayalım diye.
    ben, tüm bu karmaşanın içinde, yarın ne yapacağım hakkında en ufak bir fikrim olmadan bu gece istihareye yatmaya karar verdim. beyaz görürsem evet, kırmızı görürsem hayır, dik gelirse boş.
  • bu referandumu boykot edecekler aslında evet ve hayırcıların temsil ettiklerine inandıkları yapay kamplaşmayı daha da derinleştirmiyorlar mı? bu arkadaşlara göre evet diyenlerin hepsi liboş ya da akepeli, hayır diyenlerin hepsi de ulusalcı olmak zorunda anlaşılan. kendileri de pek bir önemsedikleri hak ve özgürlükleri doğal olarak yakından ilgilendiren bir takım anayasa değişiklikleriyle ilgili söz söyleme haklarını kullanmayarak sol muhalefete yakışanı yapıyorlar sanki. bugüne kadar lafına sözüne güvendiğim bir sürü akademisyen, gazeteci ve entelektüel neden ısrarla somut bazı anayasa değişikliklerine dair bir referanduma, vaatlerin belirleyici olduğu bir seçim muamelesi yapıyor anlamakta güçlük çekiyorum. teklif edilen değişiklikler ortada (akp’nin resmi websitesinde hatta) arkadaşım, beğeniyorsan evet dersin, beğenmiyorsan hayır. boykot ne ya? seçim değil ki bu oy vermeye değer bir parti bulamayasın da sandığa gitmemenin bir anlamı olsun. yoksa bugüne bugün o geleceğine bu gelsin ehven-i şerciliğiyle deniz baykal’ın chp’sine oy vermişliğim yok, yanlış olmasın.

    evet/hayır mevzuuna gelince, okuduğum maddeler ve farklı yorumlardan çıkarabildiğim kadarıyla olayın özü şu: anayasayla değil özel kanunlarla düzenlenmesi gereken kadın ve çocuk haklarıyla ilgili eşitlikten dem vuran bir iki içi boş terane, bazı akp milletvekilleri ve güdümlerindeki medya tarafından utanmadan kamu emekçilerine grev hakkı gibi yansıtılmaya çalışılan mütehakkim bir tahkime tabi bir toplu sözleşme hakkı, yargı bağımsızlaşıyor palavrası altında anayasa mahkemesi ve hakimler ve savcılar yüksek kurulu’nun üye seçiminde cumhurbaşkanının nüfuzunu arttıran niceliksel bazı değişiklikler... özel hayatın gizliliğiyle ilgili bazı olumlu düzenlemeler ama yine de bütün maddelere aynı anda evet ya da hayır deme zorunluluğu... ne yüzde on barajı, ne dokunulmazlıklar, ne yök, ne bi bok... bu mudur demokratikleşme? en kötüsü de bu bölük pörçük değişikliklerin yeni bir demokratik, sivil anayasa oluşturma yönündeki inisiyatifleri iyice zayıflatması. ‘boykot’ ya da ‘yetmez ama evet’ gibi patolojik pozisyonların ortaya çıkması... bu umutsuzluk, bu kadercilik, bu mücadele yoksunluğu, bu eziklik sol muhalefete yakışmıyor. ulusalcılardan da liberallerden de tiksineli bayağı bir zaman olmuştu ama bu referandum sayesinde yurdumun bazı güzide beyinlerinin parlamenter demokrasiye giriş dersine ihtiyacı olduğunu görmek beni bu sıcak uzun yazın sonunda derin endişelere gark etti. bugün hiç gocunmadan hayır diyorum, saygılar sunuyorum.
  • olumune evet, herseyine evet, bu gunune eveeet! diyerek kutlladiimiz, asker, yargi vesayetine karsi duran vatandas hakimiyetine evet dedigim, yillardir bekledigim yil donumudur. turkiye seni bundan cok seviyorum, sen en iyisine layiksin!!
  • an itibariyle seçim yasakları yürürlükte olan referandumdur; aleni seçim yorumlarının ya da içki satışının bir süre yapılmamasının nedenidir.
486 entry daha
hesabın var mı? giriş yap