130 entry daha
  • şu sıralar sırtlanlar tarafından kendisine sataşılması moda olan mustafa kemal atatürk'ün vefat yıl dönümü.

    yaradan hey yaradan!
    dört yıl değil bin yıl geçse aradan
    sensin ateş diye kanımızdaki
    sesin ışık diye önümüzdeki!
    ey yanımızdaki
    beş on mermere, bir avuç toprağa sığan
    sınırsız mavi umman hey!
    yeni kıyılar bulur, yeni yarlar kazardın
    sen her köpürüp taşmanda;
    her konuşmanda
    milletin alın yazısını yeniden yazardın..

    bakışların inanmayanı ezerdi
    sağ kolun bir tırpana benzerdi:
    başlardı yurt tarlasında düşüncenin hasadı.
    cümlelerin ya örsten kalkardı
    ya çıkardı kından.
    başak saçların sarkardı harman alnından:
    halk, biçilmiş ekin gibi, düşerdi dizlerine.
    milyonlar katılırdı sözlerine
    mıknatısa koşan zerreler gibi.
    köhne kanaatler, köhne küreler gibi
    sözünde çarpışıp düşerdi.
    tam sustuğun gün kıyamet oldu
    tam konuştuğun anlarsa mahşerdi:
    rab, gökte "dinleyin" derdi meleklerine;
    yıldızlar girerdi yeni mahreklerine;
    nehirler kavuşurdu yeni denizlerine:
    halk biçilmiş ekin gibi düşerdi dizlerine.
    şimdi nöbetçi olmak için anıtkabrine
    tamamlayabilmek için tavafını
    sarmış yalın kılıçlar gibi etrafını
    tutuyor nöbet..

    bu millet:
    bu, vaktiyle ayaklarını ummanlar yalayan,
    bu, üç kıtayı atının nallarıyla damgalayan,
    bu, timur'u, atilla'yı, oğuz'u
    bu, yıldırım'ı, fatih'i, yavuz'u
    bu, seni yetiştiren ulu millet.
    vakar ve haysiyetle dimdik
    uyanık, tetik
    anıtkabrinde tutuyor nöbet.
    dünya dönüp dolaşıp
    boğazlaşıp dalaşıp
    ergeç ve ancak
    milli misaklarda karar kılacak.

    ey en büyük usta!
    düşünen olmadı bu hususta
    senden evvel ve senden ileri.
    ilk müjdeyi, ilk haberi
    senden almıştı cihan
    ta o zamandan
    anlayamadığına yansın.
    sen, dünyanın dönüp dolaşıp geleceği
    uğrunda milyonların seve seve öleceği
    en büyük maksat için
    dünyaya ilk karşı koyansın.
    nasıl içimizdeysen bütün varınla
    işte öylece dünya davalarındasın!
    o ışık saçların, o alev sözlerinle
    o gök gözlerinle sen.

    ey ıssız geceler içinden
    bize eşsiz sabahı getiren!
    ey asırlardır dul bayrağın eşi,
    ey geceyarılarımızın güneşi,
    ey ışık saçlar,
    ey yele kaşlar,
    ey çekilmiş hançer bakışlar,
    ey fikri döven şakaklar,
    ey kalem parmaklar,
    ey ay-yıldızlı el,
    ey en güzel,
    ey en büyük,
    ey atatürk!
    getir dudaklarını bir bir alnımıza koy,
    dağlansın ateşinle bu soy.
    oy atatürk oy!

    irkilmez ata çocuğu irkilmez:
    zaptedilmez, atam, zaptedilmez
    biz varken senin hisarının burçları:
    bakışlarımız kılıç uçları,
    bekliyoruz devrimini biz.
    çökmeyeceğiz diz..

    isterse hayat zehrolsun,
    isterse refah kahrolsun,
    isterse kurşun düşsün yanımıza, belimize,
    isterse geçinmek için, bir dilim
    kuru ekmek geçmesin elimize.
    halel gelmez bizim ateşimize;
    dünya düşse peşimize,
    yer sarsılsa yerinden,
    ne senden geçeriz, ne senin eserinden...

    behçet kemal çağlar
  • orson welles'in oldugu gun.
  • saat 9'u 5 geçerken, sol framede bu başlığın yer almadığını görerek üzüldüğüm gündür... siren çalıyor şimdi, saygı duruşuna geçiyorum ben…

    zöge: bu entrynin aylardır zamanın ötesindeki entrylerim arasında yer alıyor olması da ayrı bir üzücü durumdur. şimdi bunu yazdım diye biraz daha üst sıralara çıkar hatta zamanın ötesindekiler listesinde…
  • 09:05 itibariyle, umarım sözlükte dahi mesaj patlaması yaşanıyordur diye umarak girip baktığım ve hayal kırıklığına uğradığım gündür.

    bir arada tutan ne varsa, sahip çıkmalı, işimize geldiği gibi değil, olması gerektiği gibi yaşamalı..
    allah rahmet eylesin.

    edit:
    ilk zamanın ötesinde entry
    zamanın ötesinde olmasından gurur duyulan entryler

    görüyorum ki, içeriği kafalarındaki kopyayla tıpatıp örtüşmeyen konular için insanlar düşünemiyor, düşünmeden içgüdüsel olarak hareket etme eğiliminde oluyorlar.
    bu davranışın konu spor olunca onyargi ile entry kotuleyen yazar davranışından bir farkı olmadığını düşünüyorum. umarım siyah ya da beyaz dışında daha birçok rengin olduğunun farkına varır herkes.

    edit2:

    ata'mızın gençliğe hitabesini ekleyeyim de, belki kötülemek için entry okuyanlardan birkaç kişinin gözü takılır da feyz alırlar;

    ey türk gençliği! birinci vazifen, türk istiklâlini, türk cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir.

    mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. bu temel, senin, en kıymetli hazinendir. istikbalde dahi, seni, bu hazineden, mahrum etmek isteyecek, dahilî ve haricî, bedhahların olacaktır. bir gün, istiklâl ve cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şeraitini düşünmeyeceksin! bu imkân ve şerait, çok nâmüsait bir mahiyette tezahür edebilir. istiklâl ve cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zapt edilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. bütün bu şeraitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasî emelleriyle tevhit edebilirler. millet, fakr u zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir.

    ey türk istikbalinin evlâdı! işte, bu ahval ve şerait içinde dahi, vazifen; türk istiklâl ve cumhuriyetini kurtarmaktır! muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asîl kanda, mevcuttur!
  • ata'mızı "özlemle" andığımız gündür...
  • insanların iş/okul telaşesine rağmen 1 dakikalığına durup, atatürk'ün milletimize neler kazandırdığını, aradan geçen bu kadar yıl içinde o'nun attığı her bir adıma ihanet ederek bozmaya devam ettiğimiz şu güzel milletin hala nasıl ayakta durabildiğini düşünmemiz gereken gün.

    bir gün üst yönetimdeki birilerinin irkilip de kendine gelerek, kendisi için değil, milleti için çalışması gerektiğini aklına getirmesini umduğum gün.
  • gidiyor, rast gelmez bir daha tarih eşine;
    gidiyor, onyedi milyon kişi takmış peşine
    gidiyor, sonsuz olan kudreti sığmaz akla
    gidiyor, göğsünü çepeçevre saran bayrakla
    gidiyor, izleri üstünde birikmiş yaşlar;
    gidiyor, yerde kılıçlarla eğilmiş başlar.
    gidiyor, harbin o korkulu aslan yelesi
    gidiyor, sulhün ufuklarda yanan meş'alesi..
    yine bir devr açacakmış gibi en başta o var
    hıçkıran seste o var, sesiz akan yaşta o var
    siliyor, ruhunun ülviği fani etini,
    çiziyor ufka batan bir güneşin heybetini
    büyüyor, gökten inip toprağa yaklaştıkça;
    büyüyor, gitgide gözlerden uzaklaştıkça.

    orhan seyfi orhon

    ruhun şad olsun ata'm.
  • atatürk'ü unutmak ve unutturmak isteyen bazılarının saat 9.05'te normal hayatlarına devam etmeye çalıştığı gündür bu gün.

    özellikle erken kalktım, o 2 dakika için. ata'yı anmak için, gözlerim dolarak boğaz köprüsünde bile durup arabasından inen ve kornaya basan insanları görmek, siren sesini duymak için.

    boğaz köprüsüne baktım, saat 9.05, sirenler ötüyor ama kimsenin durduğu yok. herkesin o kadar acelesi var ki, cumhuriyetin kurucusu büyük önder için durularak kaybedilecek 2 dakikaları yok sanki.

    sonra ne mi oldu? bi araba durdu ve adam arabasından indi. her şeritte kendisi gibi biri çıktı ve bütün trafik durdu. tıpkı günlük hayattaki gibi. birileri unutmaya, unutturmaya çalışırken, biz de tam tersine bu anlamlı günü ve 2 dakika saygı duruşundan çok daha fazlasını hakeden önderimizi hatırlatacağız.
  • giriş kapısında rte 'nin resminin olduğu ve ulu önderimizin resminin sadece bir kaçtane ofiste bulunduğu bir şirkette, sadece bayrağın yarıya indirilmesinin marifet sayıldığı gündür.
    (bkz: lanet olsun)
  • dünyanın bir ucunda, bulunduğunuz yerde henüz sabah bile olmamışken, sayesinde adına türkiye cumhuriyeti denilen o topraklarda saat 9'u 5 dakika geçtiği sırada ölümünü hatırlatan sirenlerin sesini çok uzaklardan duyabildiğiniz o büyük adamın ölüm yıldönümü.

    ölüm derken; başardıkları unutulmadıkça ölümsüz olan, ve başardıkları -tersini dileyenlere inat- hiçbir zaman unutulmayacağından hep ölümsüz kalmaya devam edecek olan o büyük adamın, yalnızca artık bu dünyada bedenen varolmamaya başlayışının yıldönümü.

    atam'ın gözlerini hayata kapadığı o kara günün yıldönümü.
917 entry daha
hesabın var mı? giriş yap