çoğu

• bir kumedeki elemanlarin yaridan fazlasini belirten sifat..
• miktar olarak fazlalığı temsil etse de aslen gereksiz yığınların toplamıdır.
• çoktan gelip çoku diye kaba ifade edilse bile kendini gösterecek olan sözcük. (bkz: çok/@ibisile)
  
  (bkz: çoğu kez), çoğu zaman, çoğun, çoğunlukla
  (bkz: çoğa)
• çok önemli bir kelime lan bu. hatta bazı gereksiz muhabbetleri anında bitirecek kelime.
  
  mesela günün popüler başlıklarından birine bakalım:
  
  "kızların uzun saçlı erkekten tiksinmesi"
  
  bunu bu şekilde söyleyince altına sadece "bir" kişi gelip "gayet severim, yok öyle bir durum" diyor ve laf edemiyorsun. zaten nedir bu "kesinlik"? mesela bunu,
  
  "kızların çoğunun uzun saçlı erkekten tiksinmesi"
  
  olarak söylesen yukarıdaki örnekteki kişinin cümlesinin anlamı kalmıyor. o cümleyi kurarsa, "'çoğu' dedik" dersin ve konu kapanır. çünkü o kişi, tek başına bir çoğunluğu temsil etmediğini bilir. ancak birisini gelip "100 bin kadına sorduk ve uzun saçlı erkeklerden tiksindiğini söyleyen kadınların sayısı 49 bin" gibi bir cümle ederse bu iddia anlamsızlığa yaklaşır. yine de kesin değil. daha çok kişiye sormak lazım.
  
  bir örnek daha:
  
  "hiç kadın şair olmamasının sebepleri"
  
  böyle sordun ve altına sadece "bir" tane kadın şair yazarak seni sıçırttılar. oysa şuna kimse laf edemez:
  
  "şairlerin çoğunun erkek olması"
  
  hatta bunun altına "birçok kadın şair var ama bugüne kadar yayınlanmış eserlere bakınca erkek şairlerin daha çok olduğunu görüyoruz" gibi bir açıklama yazarsan, o başlığın altına "hiç de öyle değil! şu var, şu da var, bir de bu var..." gibi bir cümle yazan kişiye rahatlıkla "salak" diyebilirsin. hatta bu sayede başlık "örnek verme savaşı"na dönecekken aniden "neden böyle?" tartışmasına dönecektir.
  
  yani basit bir zamir ile kalabalıktan kurtulmak mümkün. ama başlığı açan kişi dikkat çekme, entry yazan kişi de aksini kanıtlama sevdalısı olunca yapacak bir şey yok.
• bir şeyin büyük bir bölümü, fazla olan kısmı. gittikten sonra azı kalır.