• kagitlar, kitaplar, dedi, nereye elimi atsam.
    kiminde yarim kalmi$, nasilsa bitmi$ bir $iir
    kiminde. hem her $ey $iirlerde degil miydi?
    bir gok $iirde agar, bir sokak $iirlerde
    gider gelirdi.
    boyle ya$ayip gidiyorduk.'

    sesi,
    sanki ¢ok otelerden gelirmi$ gibi
    ezik, suskun odalari dola$ti durdu.
    masada a¢ik duran bir kitabi gösterdi sonra
    olunun, son kez elini surdugu ve kaldigi.
    burada i$te oturmu$ $u kitabi okuyordu,
    elinden kitabin du$tugunu gorduk sonra.
    hepsi bu.'
    boyle dedi, yuzune kapayip ellerini
    alinmi$ gibi bir bulutun yer degi$tirmesinden
  • ilhan berk'in en iyi şiirlerinden biri. bir yannis ritsos havası sezinleniyor. çok güzel bir fotoğraf bu şiir, cansız ama hareketli.
  • ölü bir ozandan kasıt behçet necatigil'dir. ölümü sonrası evine, karısına ziyaretini, odasına girişini anlatır ve belli ki epey de etkilenmiştir. bu şiire dair açıklamasını şairin toprağı adlı kitabında yapmıştır ilhan berk. ki ilhan berk'in bir şiiri açıklaması asla ve asla görülecek şey değildir normalde.
  • zaten yoktular diyen attila ilhan üstad içinse mevzubahis edilen, gittiğimiz heryerin bir hayal olacağı, bir hayalin vurdumduymazlığında, kepaze hayattan kurtulabilmiş bir ziyaret olacaktır.

    ya da olmayacaktır, merhem yok.
  • adam yayınları'nın 1982'de bastığı deniz eskisi'nde buluyoruz bu şiiri.
    sonra bir ölüyü almaya gitmek var ve sonra ''ölü bir ozanın sağlığında yazdığı kendi mezar taşı için yazıt'' var yanında.
  • işte orada, bir dostun ölümünün sonrasında şiirini doğrularla yürüterek, yanlışlarla yaparak; behçet necatigil'in ölümü üzerine şekillendirdiği ilhan berk şiiri.
  • 13 aralık 1979'da ölen behçet necatigil'in cenazesine katılamayan ve sonradan eşi huriye necatigil'e taziye ziyaretine gittikten sonra ölü bir ozanın sevgili karısını görmeye gitmek adlı şiirini yazan ilhan berk bu şiirin hikayesini şöyle anlatır:

    "hepimizin bildiği gibi iki yıl önce behçet necatigil öldü. ben halikarnassos’daydım, cenazesine gidemedim. benim yazdıkları en çok üstüne başına benzeyen ozan dediğim, o sevgili ozanlardandı necatigil. hiç kimseye yapmadığım şeyi ona da yapmadım: başsağlığı dilemedim (bu belki benim ölüm üstüne düşünmemden, belki de ölümleri anlamamdandır, bilmiyorum). necatigillerin evi benim girip çıktığım—birkaç—sevgili evlerden biridir. geçen yaz bir öğle sonu (cenazesi hâlâ kalkmamış gibi) büyük bir ıssızlık içindeki apartmanın merdivenlerini çıktım, kapıyı çaldım. ıssızlığın içinden açılan kapı, beni daha büyük bir ıssızlığa attı, bıraktı. salonda her zamanki yerime oturup, sevgili karısının dönmesini beklemeye başladım. elimdeki üç beyaz gülü masaya bıraktım. ev, giden ölüyle doluydu sanki: hiçbir eşya yerinden kımıldatılmamış, bir perde bile yerinden oynatılmamış, olduğu gibi duruyordu, görüyordum. sevgili kedileri ezik, gelip bana süründü. onca yaşama dolu eşi geldiğinde: birden ölümü gördüm. necatigil’in her zaman gördüğüm odasını, ölümünden sonra da görmek istedim. odaya girdiğimde her şey açıktı: yoktu o. “işte, dediler, hangi kitabı çeksem şiirler çıkıyor arasından!” bir ozanın karısı, geride başka neler bulabilirdi ki? onun da bulduğu onlardı. çıktım. necatigil’i, ölümü aşan bir şey kaldı bende. sonra da her şey silindi gitti. yeniden halikarnassos’a döndüğümde, birden sevgili karısının sözleri gelip vurdu: işte hangi kitabı çeksem arasından şiirler çıkıyor!"
    ilhan berk, “ölü bir ozanın sevgili karısını görmeye gitmek”, yazarın kuramı, der. ishak reyna, istanbul: iletişim yay., 2012, s. 314.

    bir şiiri en iyi şairi okur diyelim ve ilhan berk'e kulak verelim: https://youtu.be/bi5kllcjb58

    "kağıtlar, kitaplar" dedi, "nereye elimi atsam
    kiminde yarım kalmış kiminde nasılsa bitmiş bir şiir
    hem her şey şiirlerde değil miydi?
    bir gök şiirlerde ağar, bir sokak şiirlerde
    gider gelirdi.
    böyle yaşayıp gidiyorduk"

    sesi,
    sanki çok ötelerden gelirmiş gibi
    ezik, suskun odalarda dolaştı durdu
    masada açık duran bir kitabı gösterdi sonra
    ölünün son kez elini sürdüğü ve kaldığı
    "burada işte oturmuş şu kitabı okuyordu,
    elinden kitabın düştüğünü gördük sonra.
    hepsi bu."
    böyle dedi, yüzüne kapayıp ellerini
    alınmış gibi bir bulutun yer değiştirmesinden
  • ilk bakışta güzel gelmeyen, yazılış hikayesini ve sürecini öğrenince görüşlerimi değiştiren ilhan berk şiiri.
hesabın var mı? giriş yap