1 entry daha
  • -mehlika sultan-

    mehlika sultan'a âşık yedi genç
    gece şehrin kapısından çıktı;
    mehlika sultan'a âşık yedi genç
    kara sevdâlı birer âşıktı.

    bir hayâlet gibi dünyâ güzeli
    girdiğinden beri rü'yâlarına;
    hepsi meshûr, o muammâ güzeli
    gittiler görmeğe kaf dağlarına.

    hepsi, sırtında abâ, günlerce
    gittiler içleri hicranla dolu;
    her günün ufkunu sardıkça gece
    dediler: "belki son akşamdır bu."

    bu emel gurbetinin yoktur ucu;
    dâimâ yollar uzar, kalb üzülür;
    ömrü oldukça yürür her yolcu,
    varmadan menzile bir yerde ölür.

    mehlika'nın kara sevdâlıları
    vardılar çıkrığı yok bir kuyuya,
    mehlika'nın kara sevdâlıları
    baktılar korkulu gözlerle suya.

    gördüler: "aynada bir gizli cihan...
    ufku çepçevre ölüm servileri..."
    sandılar doğdu içinden bir an
    o, uzun gözlü, uzun saçlı peri.

    bu hazin yolcuların en küçüğü
    bir zaman baktı o vîran kuyuya.
    ve neden sonra gümüş bir yüzüğü
    parmağından sıyırıp attı suya.

    su çekilmiş gibi, rü'yâ oldu!.
    erdiler yolculuğun son demine;
    bir hayâl âlemi peydâ oldu.
    göçtüler hep o hayâl âlemine.

    mehlika sultan'a âşık yedi genç,
    seneler geçti, henüz gelmediler;
    mehlika sultan'a âşık yedi genç
    oradan gelmiyecekmiş dediler!..

    yahya kemal beyatlı

    iç. "kendi gök kubbemiz", istanbul fetih cemiyeti yayınları no: 47 / yahyâ kemal enstitüsü no: 4 / yahyâ kemal külliyatı no: 1, 3.b., istanbul-1967, s. 121-123.
9 entry daha
hesabın var mı? giriş yap