4 entry daha
  • gerçekten mimar gibi mimar, hoca gibi hocadır.

    öyle "ay kırılacaklar, dökülecekler" diye konuşmaz, karşısındaki gerçekle yüzleştirir.

    telefonla konuşurken veya sizinle muhabbet ederken, önündeki kağıda şahane şeyler çiziktirir, eğer elinde o anda bir de "mont blanc" dolma kalemi varsa. "o kağıdı alabilir miyim, hocam" dersiniz. alırsınız, sizi kırmaz.

    galatasaray lisesi mezunudur ve kültürel olarak bunun tüm faydalarını kullanmış adamdır. hem de böyle iken fanatik galatsaraylı değildir. ancak evinde mutfaktaki kapaklı çöp kovasının "sarı lacivert" olduğunu görene kadar öyle düşünmüyordum.

    karşıcinslerine olan "karınca misali" incitmeyen tavırlarını imrenerek örnek almaya çabalamışımdır.

    bazen okulda "aaa projen değişmiş" diyenlere "antin kunt'in değişiklikler işte" diye geçirmişliğim vardır içimden, hocam kızmasın.

    ----

    işbu girdi 2006 yılında uçurulmadan önce "ayasofya" mahlası ile yazdığım bir metinden. hocamızın "kavun unutmadan" isimli kitabında, ekşi sözlük'ten alındığı belirtilerek arka sayfalarından birinde yer almıştır.

    sözlük'te uçuruldum ve yazdıklarım silindi. hocam kitabına koydu. o ölümsüzleştirdi. şimdi aydın hocam uçtu gitti. ben de bu sefer sözlüğe yeniden yazıyorum ki ölümsüzleşsin.

    sözlükten beni yine atsınlar ama bunu silmesinler. ah keşke.
1 entry daha
hesabın var mı? giriş yap