179 entry daha
  • 12 mart mahkemelerinde abdülhamit ve demirel'i övdüğü söylenir.

    hem mahirler öldürülürken, yani yoldaşları öldürülürken samanların arasına saklanmayı tercih etmesi (ve bu durumdan kaynaklanan "polis" suçlaması/kuşkusu) hem de savunmasında abdülhamit ve demirel'i övmesi nedeniyle 1970'ler boyunca sol çevreler tarafından itibar edilmeyen biri olarak kaldı. ortalıkta yoktu.

    sözü edilen abdülhamit ve demirel övgüsünü halil berktay isim vermeden şu şekilde ifade etmişti "12 mart mahkemelerinde bazı solcular düşünsel çöküş ve çözülüşler yaşamıştı. af dileme bâbında, türkiye tarihinin 'asıl devrimci'leri olarak abdülhamit’i, demirel’i övenler olmuştu"

    adı bianet'in yurtdışı fonlarıyla hayata geçmesiyle yeniden duyulur oldu. en sonunda sosyalistlerin ortak temsilcisi gibi bir misyonla bdp'nin desteğiyle meclis'e girdi.

    bakalım yaslandığı ve çok da bilinmeyen bu geçmişiyle "sosyalist vekilliği" ne ölçüde icra edebilecek...

    edit: münir ramazan aktolga ve yusuf küpeli gibi, o dönem örgütün önde gelenleriyle yaptığı savunma...

    bir diğer ek:

    ''ertuğrul da dev-genç düzleminde bir savunma yaparken işlerin bu şekilde bir hal almasından mahir çayan'ı sorumlu tutan ifadeler kullandı. yapılan konuşmalar karşısında bir ara hakim mehmet turhan da şaşırdı, 'sizi salaha ermiş görüyorum, neden daha önce böyle yapmadınız' gibi bir şey söyledi.

    biz arka sıralarda oturduğumuz yerde büyük bir şaşkınlık yaşadık. özellikle bizim arkadaşlar, yani thkp-c grubundan olanlar büyük bir moral bozukluğu içine düştü. bir şeyler söylemek gereğini duydum. söz istedim ama öyle fazla bir şey söylemeyi pek beceremedim. ertuğrul'un açıklamalarına katılmadığımı söyledim konuşurken biraz heyecanlanıp sesimi yükseltince mahkeme başkanı ali elverdi sözümü kesti. 'otur yerine!' diye bağırdı. askerler gelip kolumdan çekerek yerime oturttular. o sırada ertuğrul arkamdan bağırarak bir şeyler söyledi, ben ne dediğini anlamadım. seyhan erdoğdu ona bağırdı, karşı çıkan başka arkadaşlar da oldu, mahkeme karıştı.

    mahkemede, yani thkp-c davasının duruşmalarında yusuf, münir, ertuğrul falan salonun ön tarafında, diğer tutuklulardan farklı bir yerde oturtuluyorlardı. araya da askerler diziliyorlardı.

    -bu ayrılma işlemi neye göre yapılmıştı?
    -her halde, bu arkadaşlar eski görüşlerinden vazgeçtiklerini açıkladıkları için, böyle bir önlem alma gereği duymuşlardı. bir hadise falan olmasın diye belki.''

    bitmeyen yolculuk, oğuzhan müftüoğlu
265 entry daha
hesabın var mı? giriş yap